Acaba Hoca, toplumu nasıl mobilize ediyor?
Türkiye en çok onu konuşuyor, onu tartışıyor.
Öyle ki... Bir kesim, her şeyin arkasında onun olduğunu sanıyor. Bu yönde teoriler üretiyor.
Nazlı Ilıcak kitabını bile yazdı: Her taşın altında 'The Cemaat' mi var?
Fakat... Son dönemde dinlediğim en enteresan Fethullah Gülen analizini geçenlerde Ali Bulaç yaptı.
Yer, İstanbul Ceylan Otel... "Yaşatma İdeali" kitabının tanıtım toplantısı...
Kürsüde üç önemli yazar var: Şahin Alpay, Mehmet Altan ve Ali Bulaç.
Bulaç söze, "Hocaefendi bizim modern zamanlar için yeni bir aydın-ulema tipolojisi çizmektedir" diye girince salondakiler kulak kesildi:
Modern zaman alimi
"Hem modern dünyayı yakından takip ediyor. Hem de İslami kaynaklara, geleneğe, İslami ilim ve irfana vakıf. Fakat sadece fildişi kulesinde oturup düşünen ve düşüncelerini bir şekilde yayan bir insan da değil. Kamusal alanla ilgili söyleyeceği sözü olan bir alimdir. Dünyanın sorunlarıyla yakından ilgileniyor. Hayat çizgisine baktığımız zaman yöresel ve yerelden ulusala, ulusaldan da küresele doğru bir açılım kaydettiğini görüyoruz. Bir başka özelliği daha var ki, toplumu mobilize edebiliyor. Bu, akademisyenlerin asla yapamadığı ve yapamayacağı bir şeydir. Mobilize etmesinin sonucunda siyasi rejimi demeyeceğim ama toplumun siyasi kültürünü demokratikleştiriyor. Sivilleştiriyor ve zenginleştiriyor."
Bu defa taklit etmiyoruz!
Ali Bulaç, "Acaba hoca, toplumu nasıl mobilize ediyor? Ve nasıl küresel bir açılım sağlayabiliyor" diye kendi kendine sorup şöyle cevap verdi:
"Benim kanaatime göre, Türkiye'nin küresel sürece sağlayabildiği yegâne tek katkı Türk okullarıdır. Küreselleşme, bir sermaye hareketi midir, yeni bir ideoloji midir? Çok uluslu şirketler midir, devletler midir? Onu kimse bilmiyor. Türkiye sadece bu okullarla etkileyen ve belirleyen bir konumda küreselleşme sürecine katılıyor. Yoksa diğer bütün alanlarda yaptığımız şeyler iktibastır, taklittir. Onları kopya ediyoruz. Kim daha iyi iktibas ederse onun kâr hanesine yazılıyor."
Birileri elini taşın altına koymalı!
İşte bu yüzden... Bulduğu her fırsatı Türkiye'yi biraz daha karıştırmak için kullananların... Yurtdışına her çıkışında devletini jurnalleyenlerin... Türk düşmanlarıyla kol kola, bu millet için kaos planı yapanların... Halkına, doğduğu çıktığı yerlere yabancı olanların "Gönüllüler Hareketi"ni anlaması mümkün değil.
Hayatta bir dikili ağacı bile olmayanların ve elini taşın altına koymayanların, Nazlı Ilıcak'ın kitabının ismindeki gibi sorması da son derece normal. Madem senin bu tarakta bezin yok, bari yapana karışma yani... Bırak da birileri elini taşın altına koysun!
- tarihinde hazırlandı.