O, Enerji İle İzah Edilemez!
Cenâb-ı Hak, hem kemmiyetten hem de keyfiyetten münezzehtir. Kemmiyet ve keyfiyet ifade eden kavramlarla O'nu izah etmek, olabildiğine yanlış, hatta bir sapıklıktır. Günümüzde akılları gözlerine inmiş bazı kişilerin, O'nu; enerji, yoğun enerji..' gibi kendi dünyamıza ait birtakım kavramlarla ifade etmesi, O'nu nasıl bilmeleri gerektiğini bilememenin ifadesidir. Bu yanlış telâkki, imanı zayıf insanlar arasında Zat-ı Uluhiyet'i tasavvur düşüncesi meydana getirir ki, bunun da apaçık bir dalalet olduğunda şüphe yoktur.
Ancak, Cenâb-ı Hakk'ın dışında, melekler ve cinler gibi rûhânî varlıkları, ille de madde âleminden bir şeyle misallendirip, zihinlere yaklaştırmak zarureti varsa bir yönüyle bunları enerji ile misallendirmek mümkündür. Şöyle ki enerjinin ne olduğu günümüzde kesin olarak bilinmemekle birlikte, onun kendine has iş yapabilme yeteneği, cisimleri harekete geçirme kabiliyeti gibi hususiyetleri var. Evet enerji kendisini sadece âsârıyla hissettirmektedir. Rûhânî varlıkların ise, -ki biri dumansız ateşten, diğeri de nurdan yaratılmıştır- hareket ve onun neticeleri itibarıyla enerji ile bir yakınlıkları söz konusu olabilir, fırtına olup esebilir, kapı pençere çarpıp ses çıkarabilir.. ve işin enteresan tarafı da, meydana gelen bu hâdiselere herkes de muttali olmayabilir. Buna belki hekimler kulak hallüsinasyonu diyebilir ama, mesele hiç de zannedildiği gibi değildir. Melekeleriyle bu konuya açık olmayan insanların, işin doğrusunu anlamaları da çok zordur. Aynı zamanda böyle bir yaklaşım, bu rûhânî varlıklarla enerjiyi özdeşleştirme olarak da algılanmamalıdır. Bu iki konu arasında sera-süreyya farkı kadar fark vardır.
- tarihinde hazırlandı.