“Teklif i mâlâ yutâk” meselesi
“Hiçbir insana gücünün üstünde yük yüklenilmez.”[1] prensibini iyi anlamak lazımdır. Bu prensibi, tembelliğe ve gevşekliğe paravan olarak kullanmak sadece bir aldanmışlık olur.
Cenab‑ı Hak insanlara neyi emretmiş ve onları neden men etmişse bunların hepsi bu prensip çerçevesi içinde olmuştur. Öyleyse çerçeveyi aşmak kat’iyen doğru değildir.
Diyelim ki, bir insan ayakta namaz kılamıyor. Din, onun oturarak namaz kılmasına cevaz verir. Aynı şahıs oturarak da namaz kılamıyorsa namazını yatarak veya başıyla ima etmek suretiyle eda eder.[2] Keza bir insanın su ile abdest alması mümkün değilse veya suya kavuşmak onun takatini aşıyorsa, o insanın teyemmüm etmesinde hiçbir sakınca yoktur.[3] Hatta abdest veya guslünü su ile alsa ve bundan dolayı da zarar görse veya telef olsa, durumuna göre o insan mesul bile olabilir.[4]
Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) döneminde, bir seriyyede ashabdan biri kafasından yara almıştı. Gusletmesi gerektiğinde arkadaşları ona gusletmesini söylediler. O da boy abdesti aldı. Hastalığı birden şiddetlendi ve vefat etti. Dönüşte durum Efendimiz’e anlatılınca Allah Resûlü, ona bu teklifi yapanlara karşı ciddi şekilde celâllendi ve “Arkadaşınızı öldürdünüz!” buyurdu.[5] Çünkü dinî ölçüler içinde onun gusül abdesti almaması lazımdı. Ve o teyemmümle iktifa etmeliydi.
Görülüyor ki, İslâm hiç kimseye gücünün üstünde bir yük tahmil etmiyor ve her şeyi insan gücüne göre sistemleştiriyor. Hatta, “Zaruretler mahzurlu şeyleri mübah kılar.” prensibiyle bu duruma esneklik de kazandırıyor. Ancak zaruretin çerçevesini de yine bizzat kendisi belirliyor. Durum böyle olunca, şahısların kendi heva ve heveslerine göre zaruret icat etmeleri ve kendi icat ettikleri zarurete binaen bazı emir ve nehiyler karşısında gevşek davranmaları asla doğru değildir. Suistimale açık bu türlü durumlarda fert kanaat‑i vicdaniyesiyle yanlışlıkları aşar.
[1] Bkz.: Bakara sûresi, 2/286; Talâk sûresi, 65/7.
[2] Bkz.: eş-Şeybânî, el-Mebsût 1/217-218; el-Merğînânî, el-Hidâye 1/77.
[3] Bkz.: Nisâ sûresi, 4/43; Mâide sûresi, 5/6.
[4] Bkz.: es-Serahsî, el-Mebsût 1/112; el-Kâsânî, Bedâiu’s-sanâi’ 1/48.
[6] Ebû Dâvûd, tahâret 125; İbn Mâce, tahâret 93; Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned 1/330.
- tarihinde hazırlandı.