Tecelli-i Zat

Hazreti Zat'ın hiçbir şe'n ve sıfatı mülâhazaya alınmaksızın "bîkem u keyf" mebdei Zat olan bir tecellidir ki, ef'âl âleminde ancak esmâ ve sıfât-ı ilâhiyenin tavassutuyla -tabiî bu tavassutun mahiyetini de kavrayabiliyorsak- gerçekleşmektedir ki, teferruatını idrak şimdiye kadar kimseye müyesser olmamıştır. Hazreti Ruh-u Seyyidi'l-enâm (Aleyhi Ekmelü't-tehâyâ)'nın vesâyet yolcuları böyle meselelerde her zaman, Seyyidinâ Hazreti Ebu Bekir gibi "el-aczu ani'l-idraki idrakun" demiş ve meâlîler meâlîsi bu kabil konular karşısında hayret ateşlerini:

"İdrak-i meâlî bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez." Ziya Paşa

mülâhazalarıyla söndürmeye çalışmışlardır.

Tecelli-i Zat, Hazreti Zat'la alâkalı muammâ-âlûd mesâil gibi o kadar muğlaktır ki, böyle bir konunun izahı sadedinde söylenen sözler bile, hep birer iğlak örneği olarak kitaplara geçmiştir. İşte, Muhammediye sahibi Yazıcıoğlu'ndan, tecelli-i Zat'la alâkalı bir tefsir ve bir yaklaşım:

"Hayali nakş hanemde musavver olalı gönlüm,
Hep ism u resmi mahvetti bu tasvîr-i misâlîden.
Menem deryâ-yı tevhide çû mahv-ı mahz-ı müstağrak,
Getürsem ger n'ola güher bu deryâ-yı visâlîden..."

Muhyiddin İbn Arabî ise:

"Tecellâ lî en-nuru'l-eammu bikunhihi
Feşâhettu zâke'n-nûra fî külli suratin.
Ve men halle bi'l-beyti'l-muazzami kadruhu,
Ve kıbletühü sârat ilâ külli vichetin

(Nûr-u eamm (vâhidî ve celâlî tecelli) bana bütünüyle zûhur edince, onu her sima ve çehrede temaşa eder oldum -bu izahta da bir tercih var- her kim gidip o şanı yüce Kâbe'ye girse her yön onun kıblesi olur)"

diyerek, açılmazı açma adına daha hayretâmiz şeyler söylemiştir. Aslında konuyla alâkalı, aczimizi idrak çerçevesinin dışındaki her mütâlaa hayretlerimize dehşet ilâve etmekte ve ürpertilerimizi daha da artırmaktadır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.