Vahyin Gerçekleşme Biçimi

Örf-ü şer'îde vahiy, aşağıdaki şu üç husustan birine ircâ ile gerçekleşegelmiştir:

1. Allah, insana vahiy yoluyla konuşur." (Şûrâ/51) fehvasınca, doğrudan doğruya murâd-ı sübhâniyesini has kullarının kalbine ilka etmekle..

2. Veya perde arkasından hitap ederek." (Şûrâ/51) mazmununca, Hazerât-ı Mustafeyne'l-Ahyâr'ın his ve kulak gibi zâhir ve bâtın alıcılarına emir ve isteklerini duyurmakla..

3. Ya da aracı bir melek göndererek, dileklerini onun vasıtasıyla elçisine vahyeder." (Şûrâ/51) ferman-ı celilince de, belli bir şekil ve surete bürünmüş bir mutâ u emini vazifelendirmekle...

Evet, Cenâb-ı Hak emir ve mesajlarını, mükerrem ibâdı sayılan peygamberân-ı izâma, bu üç yoldan biriyle duyurmakta ve çoğunluk itibarıyla bu konuda bir melek istihdam ederek kendi sistemini insanlara talim buyurmaktadır. Kur'ân ve Sünnet-i Sahiha bu emin vasıtanın Cibril olduğu üzerinde dururlar, işte böyle bir mutâ u eminle sunulan mesajların daha yüksek ve daha sağlam olduğu kabul edilir. Aynı zamanda, Allah'la peygamberleri arasında elçilik vazifesi gören böyle bir zat, vahiy gönderenin, gönderilenlere karşı şahidi mesabesindedir ve bu açıdan da, bu yolun bir vahiy şehrahı olduğu söylenebilir. Zaten başta Kur'ân ve Sünnet olmak üzere bütün dinî kaynaklar, vahyin enbiyâ-i izâma (alâ Nebiyyinâ ve aleyhimüssalâtü vesselâm) ekseriyet itibarıyla bu şekilde ulaştırıldığı istikametindedir. Diğer taraftan, vahyin bir muamele-i kalbiye olduğunu söyleyenlerin sayısı da az değildir ve üzerinde durup düşünmeyi gerektirecek mahiyettedir. İşte bu şekildeki aşkın ve ulvî bir muamele, özel donanımlı kimselere Hakk'ın hususî bir teveccühüdür ve dünyada hiçbir mevhibe ile mukayese edilemeyecek kadar da yüksektir. Hakk'ın, seçkin kullarıyla böyle bir muamelesi, nebîde "vahiy" şeklinde, velîde de "ilham" keyfiyetinde tecellî eder. Tamamen semâvî ve metafizik televvünlü böyle bir mâide-i semâviyede, nebî, velî müşterek gibidirler. Ama vahiy, objektif hitap mânâsını ihtiva etmekte; şeffaf, şahitle müeyyed, dolayısıyla da bağlayıcı; ilham ise, hususî, yoruma açık, şahitsiz ve bu itibarla da ilzam edici değildir. Yani nebî vahyi Hak'tan telâkki ettiği gibi velî de ilhamlarını yine O'ndan almaktadır. Ancak velîye Cibril nâzil olmamakta, dolayısıyla da böyle bir mesaj mülzim bir hitap sayılmamaktadır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.