Tarih ve Geçmişimizi Sevmek
Bizim için hep değerler dünyâsı olan geçmiş, daima tâze, daima enfes ve daima en büyüleyici bir zaman dilimi olmuştur. Onun bu eskimeyişi, tâzeliği ve büyüleyiciliği içindir ki, hep ona itimat eder ve onu severiz. Bizler, zaman zaman sarsılırız; zaman zaman kuvvetlerimiz zaafa uğrar, cesaretlerimiz kırılır, ama o, solmadan, pörsümeden, bütün ihtişam ve debdebesiyle hep devam eder. Evet, o ihtiyarlayıp yıkılma, hazâna uğrayıp savrulma bilmez. Yeryüzü zaman zaman şekil değiştirir; karalar deniz, denizler kara, bağlar dağ, dağlar da bağ olur ama, kendi güzellikleriyle geçmiş, olduğu gibi kalır. İşte, bizler de onu, böyle hiçbir gücün yerinden kımıldatamadığı bu yönleriyle sever, bu yönleriyle kalbimizin en mûtena yerinde muhâfaza ederiz.
Civanlar yaşlanır, yaşlılar ölür, ölüler çürür.. sevgiler gider, aşklar söner, neşeler bulanır.. irâdeler felç olur, ruhlar yıpranır, gönüller kararır ama, zihinlerde birer "yâd-ı cemîl" olarak yaşayan geçmişin ibret dolu, ders dolu, hayat ve canlılık dolu cennetleri ne sararır, ne de solar.
O, yamaçlarının güzelliği, zirvelerinin vakûr ve mehâbetli duruşu, bahçelerinin cennetleri andıran renkliliği, çiçeklerinin hazan bilmeyişi ve insanının kendi özüne, kendi ruh köküne sımsıkı bağlı kalışıyla daima güzel ve daima sevimli olmuştur.
- tarihinde hazırlandı.
