Yaşar Büyükanıt’a kim kumpas kurdu?

Bir eski istihbarat mensubu kitap yazmışsa, yazdıklarından çok yazmadıklarına bakmak gerekiyor. Dünyada kitap yazan çok sayıda eski istihbaratçı var. Bazıları istihbarat teşkilatlarını uzun yıllar yönetmiş isimlerin anılarından oluşuyor. Bazıları da istihbarat meslekleri kesintiye uğramış kişilerin “intikam” amacıyla yazdığı kitaplardan…

Salı günü bu köşede yayınlanan yazıda Emniyet İstihbarat Dairesi’nin kesintilerle 6 yıl başkanlığını yapmış Sabri Uzun’un yazdığı kitapla ilgili kanaatlerimi paylaştım.

Bugün kitaptaki spesifik bir olaya değineceğim. Sabri Uzun Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a Cemaat mensuplarının iki kez kumpas kurduğunu iddia ediyor. Birinci kumpas 2005 yılı Kasım ayında Şemdinli’de bir kitabevinin bombalanması olayı, ikincisi ise Yaşar Büyükanıt’ın dedesinin Yahudi olduğuna dair 2006 yılı başında bir internet sitesinde çıkan haber…

Başbuğ’un Ağlama Duvarı fotoğrafı

Sabri Uzun’un iddiasına göre her iki olay da 2006 yılı Ağustos ayında Genelkurmay Başkanı olması beklenen Yaşar Büyükanıt’ın bu göreve getirilmesini engellemeye dönük Cemaat kumpasları…

Önce; “Dedesi Yahudi” haberini ele alalım… Benzer bir olay İlker Başbuğ’un da başına geldi. Başbuğ’un İsrail ziyareti sırasında “Ağlama Duvarı” resimleri bir gazeteye sızdırıldı.

Yaşadığı süreçle ilgili kitap yazan, televizyonda canlı yayına çıkan İlker Başbuğ’un bugüne kadar, “Benim Ağlama Duvarı resimlerimi Cemaat sızdırdı” dediğini duymadım. Sanıyorum Yaşar Büyükanıt da İlker Başbuğ gibi bu haberlerin kaynağı ile ilgili bir kanaat sahibi olmalı ki hiç Cemaat suçlaması yapmadı.

Sabri Uzun’un “Deniz Baykal kasetini Cemaat sızdırdı” iddiasına Deniz Baykal’ın tepkisini biliyoruz. “Bunlar boş laflar” dedi Baykal… Uzun’un “1998’de Türkbank skandalının ses kayıtlarını Fikri Sağlar’a Cemaat verdi ve hükümeti devirdiler” iddiasına Fikri Sağlar benzer bir cevap verdi.

Büyükanıt’ı kim zehirlemek istedi?

Yaşar Büyükanıt’ın özel hayatı, sağlık dosyaları ve kardeşiyle ilgili dosyaların kaynağı kimler olabilir?.. Aslında Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek’in günlüklerinde çok ilginç ipuçları var. Mesela, Özden Örnek “Yaşar’ı zehirlemeye kalkışmış” diyerek dönemin bir komutanının ismini veriyor. Yine Yaşar Büyükanıt’ın kullandığı ilaçlara kadar sağlık dosyası bir komutanın oğlunun evindeki CD’lerde çıktı. Burada “Yaşar Büyükanıt tasfiye edilseydi komuta kademesi nasıl şekillenirdi? Yerine kimler gelirdi” sorusu önem kazanıyor.

2005’teki Şemdinli olayı ile ilgili aslında çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Bu olaya ismini dahil eden bizzat Yaşar Büyükanıt oldu. Bu olayda suçlanan bir astsubay için “Tanırım, iyi çocuktur” dedi Yaşar Büyükanıt… Böylece dosyaya ismini bizzat kendisi dahil ettirdi…

Kaldı ki Şemdinli olayının teferruatını en iyi bilenlerden biri Sabri Uzun’dur… Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Şemdinli olayını araştırmak üzere kurulan komisyona 2 Şubat 2006 günü ifade veren Sabri Uzun oldukça ilginç açıklamalar yaptı. “Hırsız içerideyse, kilidin bir faydası yok” diyerek özellikle Şener Eruygur döneminde jandarmada peydahlanan oluşumlara işaret etti. Zaten bu sözlerinden sonra o dönemde Yaşar Büyükanıt’ın talebiyle görevden alındı Sabri Uzun…

Yaklaşık 30 yıl gibi bir istihbarat hayatına sahip olan Sabri Uzun kitabı boyunca sürekli, “Cemaat mensubu çalışma arkadaşlarım tarafından kandırıldım, aldatıldım, kumpasa getirildim” diyor.

Doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Başrolünde olduğu hemen hemen bütün olaylarda çalışma arkadaşları tarafından “aldatılabilmiş” bir istihbaratçının kitabına nasıl inanacağız?

Böyle bir kitapla, 30 yıllık istihbarat hayatınızı “sıfırlama”ya değer miydi Sabri Bey?..

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.