Yeni Mumlar Kısa Ömürlü!

Yalan, sahibine geçici bir iktidar imkanı tanısa da uzun vadede çok şey alıp götürüyor. Ve abartı, boya, makyaj, iftira, bühtanın suları geri çekilip, geriye akl–ı selimin berrak görüntüsü kaldığında sahibini yaralayan bir bumerang oluyor yalan...

Kitle iletişim imkanlarının gelişmesi, enformasyonun hız ivmesi yükseldikçe anlık sanal fetihlerin cazibesine kapılıyor insanlık. Gelişen teknoloji medyanın doğruluk ve dürüstlük vektörünü yukarı çekeceği yerde, bulanıklaşıyor gittikçe suları.

İzliyoruz ekranları, okuyoruz sayfaları...

Yayın sayısı arttıkça değişen yorumlar değil, gerçeğin gizlenmesi için kullanılan yöntemlerin sayısı oluyor. En basit bir haber, ideoloji ya da çıkar uğruna olduğundan çok farklı, hatta olduğu dışında her şekilde yansıtılabiliyor günümüz medyasında. İşte yalanın yıpratıcılığı da gelişmenin hızı kadar erken vuruyor sahibini. Anlayacağınız günümüz yalancılarının kullandığı mumlar artık yatsıya kadar bile ışıtmıyor çevresini! David Sholle bu yanılsamayı anlatırken, 'İsteme dayalı anlık bir yeni ideoloji üretimi' diyor.

Bakın nereden geldim bu konuya: Önümüz seçim. Son bir ay içindeki gelişmelere bakın lütfen. Erken seçimi isteyenlerin gerçekten istediklerinden bile emin olamıyoruz. Aslında emin olamama durumu onlarınki. Çünkü o kadar anlık güven ve güvensizlik durumları oluyor ki, kimse emin değil yarın görüneceği halden! Partiler bölünüyor, yenileri türüyor, içleri boşaltılıyor, dolduruluyor, sonra tekrar boşaltılıyor. O kadar gündelik ki, ilkeler ve kararlar; bir gün canhıraş şekilde durumdan şikayetçi olan, ertesi gün vazcayıp mevcudun devamını istiyor. Şu hale bakın: iktidarı düşürmek için gensoru veren parti, mevcut iktidarın değişmesinin ülke açısından hayırlı olmayacağını söylüyor iki gün sonra!

Geliyorum esas mevzuumuza... İşte bu güven–güvensizlik balçığında oynanan oyunun bir benzeri uzun süredir ülke medyasında yaşanıyor. Bir medya grubu kendi Tv'sindeki ana haber bülteni en çok izlendiği halde, sırf iktidara karşı koz olması için, silik olarak gördüğü isimleri kovup kapıdan, çok izlenmeyen, pek makbul görünmeyen ama 'medya savaşı'nı iyi beceren başka isimleri getiriyor görev başına! Bir diğerinde yıllarca omuz omuza vermiş başka birileri, yine sırf çıkar uğruna başka birileriyle anlaşarak can evinden vuruyor yıllar süren birliktelikleri! Herbet Schiller şöyle açıklıyor durumu: 'Özel sektör devleri sürekli değişen bir pazar yapısında ve jeopolitik ortamlarda kâr elde etmek ve sermaye birimini sağlamak, emellerini gerçekleştirmek üzere, kimi zaman birbirleriyle rekabet ederek, kimi zaman anlaşarak, hakimiyetlerini sürdürmekteler...' Şüphesiz bu 'Hakimiyet' halka karşı olmuyor artık. Çünkü yeni mumların ömrü çok kısa. Ancak iktidar ve bilinmeyen başka flu güçler üzerine ya da onların altında bir iktidar arayışı bu.

Sabah gazetesinde yaşanan son gelişmeler bunun bir göstergesi. Tuhaf bir insan borsası kurulmuş sanki. Kim kiminle, kim kimi sırtından hançerleyecek bilinmiyor. Doğan her gün yeni bir ihaneti, yeni bir 'eski düşman dostluğu'nu doğuruyor. Ve sonrasında mitolojik ortamlara taş çıkartan bir 'kaos' doğuyor. Habercilik adına hilkat garibeliği de bu tür ortamların yaratığı aslında! Ve tabii bu ortamın hayat verdiği canlı türleri var.

Nedir haberciliğin en basit ve bilinen kuralları? Onlar bile geçerli değil bu tür ortamlar ve yaşayıcıları için. Hadi, ahlak ve etiği geçtik; akıl, mantık, iz'an filan da çok önemli değil. Sabah'ın Fethullah Gülen haberi sonrasında avukatının açıklamasını okuduk. Ve önemlisi ertesi gün bir başka gazetede (Hürriyet) şu haberi okuduk: 'Yaklaşık dört yıldır ABD'de bulunan tarikat lideri Fethullah Gülen'in sahip olduğu TC pasaportunun geçerlilik süresinin sona erdiği ve uzatma talebinin de geri çevrildiği yolundaki iddialarla ilgili olarak, resmi kaynaklar "kesinlikle doğru değil ve gerçekleri yansıtmıyor" dedi.' Hürriyet, Fethullah Gülen'in TC pasaportunun geçerlilik süresinin bitmediğini de öğrendi. Resmi kaynaklar Fethullah Gülen'in "iade dosyası" diye bir dosyanın bulunmadığını ifade ettiler ve "Türkiye'ye iadesi istenmiyorsa böyle bir dosya da olmaz." diye konuştular. Kaynaklar, "Fethullah Gülen'in ABD'de bulunmasından Amerikan makamlarının rahatsız olduğu yolunda Türk makamlarına ulaştırılmış tek bir şey yok." dediler.

Türk medyasının artık 'yara' boyutunu aşıp 'nasır'a dönüşmüş yalancılığının bedelini bu ülke başta siyasi yapısı olmak üzere, bürokrasi, ticaret ve toplum ahlakının yozlaşmasıyla ödüyor. 'Soy oğlum Kenan, kızları soy' mantığı, büyük bir iç savaş sonrası toz duman arasında, klasik refleksine sığınıyor. Ancak dediğim gibi mumlar eskisi gibi değil artık. Yalan sahibine çok uzun vadeli iktidar sunmuyor eskiden olduğu kadar. Yatsıya kadar bile idare etmiyor bu tür gazetecilik mantığı. Bu zihniyet değişmedikçe, 'Bumerang etkisi' daha çok medya patronunu yolsuzluk iddiasıyla hapse yollar, daha çok kuruluş, iç kavgalar sonucu mitoz ve mayoz bölünür!

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.