Diyarbakır Mitingi

Danimarka'daki karikatür krizinin sebep olduğu tepkilerin içerisinde biri var ki, üzerinde mutlaka durmamız gerekiyor.

Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda toplanan ve sayıları resmî makamların kayıtlarına göre 110 bin olan Güneydoğulu vatandaşlarımız, Peygamber Efendimiz'e gösterdikleri bağlılık, coşku ve samimiyetle "işte bizim özümüz bu" dediler. Hem de nasıl bir zamanda? Diyarbakır'ın sadece terörle anıldığı, Türk-Kürt ayrılığı meydana getirmek için hasım cephenin insafsızca; "Bakmayın yüksek sesle söylemediklerine, bütün bölge insanı aslında ayrılıkçı, hepsi ayrı bir devlet kurmaktan yana..." diyerek propaganda yaptıkları, üst üste provokasyonlar sahneledikleri bir zamanda...

Peygamberimiz söz konusu olunca akan sular duruverdi. Efendimiz (sas) yangına köpük sıkar gibi imdadımıza yetişti. Bize iman kardeşliğimizi, asıl birlik mayamızı bir daha hatırlattı. Gönüller tılsımlı bir el değmişçesine yumuşadı. Terör belasına bulaştığımızdan beri, 20 yıldan beri belki ilk defa Kürtler, Türklere bu kadar sevimli geldi. Daralan görüşler bir anda genişledi. Hasım bakışların yerini, sevgi, hoşgörü alıverdi. Yıllardan beri ortaya konan bütün tahriklerin, karşılıklı karalamaların bir günde nasıl boşa çıkarıldığını görüverdik.

Çünkü Diyarbakır'dan yükselen ses; "Muhammed Baş Tacımız", "Peygamber Mü'minlere Canlarından Evladır." diyordu. Bu ses, kirletilmeye çalışılan Diyarbakır imajını da temizliyordu.

Güneydoğu meselesine çözüm arayanların bu sesi duymaları gerekir. Bölge insanına "Kürt'üm demeyeceksin. Müslümanlığını öne çıkarmayacaksın..." tehditleri savurmakla çözüm bulunamaz. Gelin yeniden bu milletin ortak değerlerini, asıl ortak paydalarını bir daha görelim. Kaba kuvvet çözüm değildir. Devletin merhamet; şefkat ve adaleti, hukukun üstünlüğünün sağlanması çözer bu meseleyi...

Geçtiğimiz pazar günü Samanyolu televizyonunda Pazar Sohbeti'nin konukları Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kubbettin Arzu, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkan Yardımcısı Aziz Özkılıç, Batmanlı işadamı Necat Nasıroğlu ve Mardinli çiftçi Musa Kahraman'dı. Öyle güzel konuştular ki, bir yakınım programdan sonra telefonla arayarak "Bize Kürt kardeşlerimizi yeniden sevdirdiniz, ne kadar güzel insanlar." dedi. Sürekli kin ve düşmanlık tohumları saçıldığı için karşılıklı güzelliklerimizi unutur olduk.

Programda Musa Kahraman Bey'in, "Bölgede Fethullah Hoca'nın okulları diye bilinen kolejler yavrularımız için o kadar önemli ki, buradan gönüllü hizmet insanlarına sesleniyorum; gelin daha fazla okul açın, yurt açın. Dağa giden yollar ancak eğitimle kesilir." çağrısı, birliğimizin, kardeşliğimizin en güzel ifadesiydi.

Irak'ta bir mezhep çatışması yaşanıyor. Kuzeyimizde bir yangın var. Bölgede emelleri olan büyük güçler kendi kamuoylarını bile dinlemiyor. Etnik çatışmalardan, dinî ayrılıklardan medet umuyorlar. Bölge insanını birbirine düşürüp kendi yerlerini sağlamlaştırmaya, bölgedeki menfaatlerini kalıcı hale getirmeye çalışıyorlar. Hazırladıkları projelerde bizim fikrimiz, görüşümüz yok. Bize sadece "gelin bu projelere destek verin" diyorlar. Eğer kardeşliğimizi, birliğimizi koruyamazsak silah tüccarlarının, uyuşturucu kaçakçılarının, karışıklıkları kullanıp demokrasiye müdahale hevesinde olanların oyununa geleceğiz.

Diyarbakır'dan, Peygamberimiz'in sevgisi etrafında yükselen ses, karamsarlık bulutlarını dağıtıyor, umutlarımızı yeniden yeşertiyor. Bu sesi yükselten onurlu, vefalı, temiz sineli Güneydoğuluya selam olsun...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.