Çok Kirli Bir Tezgah

Susurluk olayının Türkiye için dönüm noktası olacağını ve Türkiye'nin Susurluk'tan sonra artık ondan önceki Türkiye olmayacağını söyleyenlerin haklılığı her geçen gün ortaya çıkıyor.

Susurluk, Türkiye'de bir turnusol kağıdı fonksiyonu görüyor. Olayın ve ortaya çıkardığı mekanizmanın üzerine gitmesi gerekenler geriye dururken, hatta bu olayı ve mekanizmayı daha da çapraşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirerek kapamayı düşünürken, bazı mihraklar da, onu tamamen kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya çalışıyorlar.

Şemdin Sakık Olayı, Akın Birdal'ın Vurulması ve...

Şemdin Sakık olayı ve onu takiben İnsan Hakları Derneği Başbakanı akın birdal'ın vurulması, esasen Susurluk mekanizmasının en son halkalarından biriydi. Bunlarla, daha önce kurulan bazı tezgahlarla ulaşılamayan sonuçlara ulaşılmaya çalışıldı ve çalışılıyor.

Şemdik Sakık'ın sorgusu sırasında verdiği iddia edilen bazı ifadeler bir kısım medya organlarında yer aldı. Sorgu safhasında dışarıya herhangi bir sızdırmada bulunamayacağı kanunun emri olduğu halde, bunu bile bazı medya organları, bununla varılmak istenen sonuca alet oldular. Daha sonra, Şemdin Sakık'a ait olduğu ileri sürülen ifadelerin gerçekte ona ait olmadığı da bazı basın organlarında yer aldı.

Kanunsuz yollarla bir pisliğin giderilemeyeceği açıktır. Susurluk olayının ortaya çıkardığı kirli mekanizmanın samimi olarak çözülmesinden yana olanlardan, başka bir şey yapamıyorlarsa, hiç olmazsa, o mekanizmanın yeni tezgâhlar ortaya koymasına alet olmamaları beklenir. Fakat ne yazık ki, akın birdal'ın vurulmasına uzanan çizgide, bu mekanizmanın daha öte boyutlarına çoklarının alet olduğunu esefle müşahede ettik.

Akın Birdal vurulduktan sonra, nihayet tetikçilerin yakalanmasıyla sonuçlanan süreçte, bu kişiler yakalanmadan bir hafta kadar önce, halk nazarında bir hafta kadar önce, halk nazarında ve kamuoyunda, Hürriyet yazarı Sayın Hadi Uluengin'in ifadesiyle, yüzde sıfır virgül iki oranında bile yeri olmayan, kimliği ve geçmişi şaibeli biri, yakalananları ve olayın nasıl olduğunu deşifre etti. Bu tür kirli hadiselerin gerçekten aydınlanmasına samimi olarak taraftar olan yetkililerden, bu kişiyi alıp, bunu nereden bilebildiğini sorgulamalarını beklerdik. Bu olmadığı gibi, şimdi de tetikçilerden birinin verdiği ileri sürülen bir ifadeye dayanarak bu defa Sedat Peker vasıtasıyla sayın Fethullah Gülen'in, bu pis tezgahın içine çekilmek istendiğine esefle şahit oluyoruz.

Benzer bir kumpas geçen yıl kurulmaya çalışılmış, sayın Gülen, Haluk Kırcı kanalıyla Susurluk olayının içinde gösterilmek istenmişti. Önce Haluk Kırcı bir TV kanalına çıkarak, bu tür şayiaları yayanların ve Fethullah Gülen'le görüştüğünü ve irtibatı olduğunu ileri sürenlerin namussuz ve şerefsiz olduklarını ilan etmişti. Bu tür iddialara daha sonra yargının gereken cevabı verdiğini biliyoruz.

Hayallerinde kurdukları diktatörlük sistemi hem zihin, hem coğrafya, hem siyaset planında çöktükten sonra, aslî kaynakları olan onulmaz din düşmanlığına dönenler ve bu maksatla Atatürk'ü, Atatürkçülüğü ve Atatürkçülüleri kullanmaya çalışanlarla, özgürlükçü demokrasiyi ve halkın değerlerini menfaat ve ikbal planlarına ters görenler, haylidir Fethullah Gülen'i ne yapıp halk nazarında mahkum etmeye çalışıyorlardı. Bu maksatla, uydurma kitaplar yazdılar, sahte raporları resmi rapormuş gibi takdim ettiler. Şayialar yaydılar. Bunların hiçbiri tutmayınca, şimdi tam içinde bulundukları kire bulaştırmaya çalışıyorlar.

Yine, sorgu safhasında verilen ifadelerin dışa sızdırılamayacağı kanun gereği olduğu halde, bir TV kanalı, hem de ifadenin zapta geçirildiği kağıdı göstererek, Sayın Gülen'i bu defa Sedat Peker'le irtibatlandırmaya çalışıyor. Bu tamamen asılsız tezgâhın da ters tepeceği ve ancak tezgahı kuranlarla ona alet olanları utandıracağı kesin. Fakat, bizim anlamadığımız, haber dairesinin başında Sayın Ufuk Güldemir gibi, şu ana kadar saygınlığını yitirmemiş birinin bulunduğu TV kanalının böyle kirli bir oyunda nasıl sessiz kalabildiği. Uluslararası yayın yapan bir medya kuruluşunun yasaları bilmemesi, soruşturma safhasında verildiği ileri sürülen bir iddiayı, hele benzeri ve tel'in edilmiş bir iddianın ardından Sayın Birdal'ın vurulduğuna da şahit olduktan sonra yayınlayabilmesini, insanın havsalası almıyor. Yoksa, yeni kan mı isteniyor; kana doymayanlar, beslenmek için başka kanlar mı arıyorlar? Sonu her halûkârda ölümlü bir hayatı alınlarında silinmeyecek lekelerle sürdürmekte beis görmeyenler mi var?

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.