Öncülere Teşekkürler

Georgetown Üniversitesi'nde Fethullah Gülen konusunda yapılan konferansa gelmek için kendi üniversite yönetiminden izin isteyen bir bilim adamına akademisyen amirleri bir kişinin henüz sağ olduğu halde böylesine prestijli bir üniversitede, İslam ile modernliğin bağdaştığını gösteren böylesine önemli bir konferansa konu olarak seçilmesinden dolayı hayretlerini ifade etmişler.

Evet, daha sağ iken bilimsel bir fenomen olan Gülen'i biz ne yapıyoruz? Nobel Barış Ödülü'ne aday mı gösteriyoruz? SİT alanı mı ilan ediyoruz? Ya da küçük de olsa bir teşekkür mü ediyoruz, Türkiye'nin ve İslam dünyasının yüzünü ak ediyor diye? Hayır.

ABD'nin en muteber üniversitelerinden biri olan Georgetown, Gülen'le ilgili bir uluslararası konferans düzenliyor, dünyanın dört bir yanından 15 bilim adamı sırf bu konuda bir tebliğ sunmak üzere Washington'a geliyor, Amerikan akademik, entelektüel, medya, siyasi ve dinî çevrelerinin seçkin isimleri 'kimmiş bu adam?' deyip konferansı izlemeye koşuyor, biz ise onu terör mahkemesinde yargılıyoruz. Aferin bize!

İşin politik tarafının moral bozuculuğu bir yana, bu perşembe ve cuma günü Türkiye'nin göğsünü kabartması gereken birçok gelişme oldu Georgetown Üniversitesi'nde.

Bir kere, dünyada kendine has hoşgörülü, açık görüşlü İslam'ıyla tanınan ülkemiz, bu alanda uluslararası bilim piyasasına kendi bağrından çıkan yeni bir isim kazandırmış oldu: Fethullah Gülen. Konferansa gelip dinleyenlerin bir kısmı, biz daha önce neden bu ismi duymamıştık diye hayıflanmadan edemediler. Gülen'i daha önce duymuş halde gelmiş olanlar ise bilgi dağarcıklarını zenginleştirmenin sevincini gizleyemiyordu.

İkinci sevinilecek husus, dünyanın değişik yerlerinde bu konu üzerinde çalışan çoğu Türk asıllı bilim adamlarının ilmi seviyeleriydi. Hele Washington gibi büyük bir podyuma ilk kez çıkmasına rağmen konferansı izleyenlere derin entelektüel zevkler yaşatan genç bilim adamlarımız göğsümüzü kabarttı. İdeolojik olarak İslamcısından Kemalist'ine, dindarından agnostiğine geniş bir yelpaze çizmelerine rağmen böylesine hassas bir konuda böylesine seviyeli ve derinlikli bir konferans çıkarmaları Türkleri ve Türkiye'yi tanıyan herkesi doğrusu şaşırttı.

Washington fikir piyasasından tanıdığım birçokları, abartmıyorum, bu konferansın şimdiye kadar Türkiye ile ilgili yapılmış gelmiş geçmiş en seviyeli ve en doyurucu konferanslardan biri olduğunu söylediler bana. Dört yıllık Washington tecrübeme dayanarak konuşuyorum, bence de öyle...

Tabii henüz yaklaşık iki yaşında olmasına rağmen Georgetown Üniversitesi gibi bir dev kurumla bu konferansı ortaklaşa düzenleyen Rumi Forum'un tıkır tıkır işleyen organizasyonunun da hakkını teslim etmek lazım. Dr. Zeki Sarıtoprak'ın başkanlığındaki Rumi Dinlerarası Diyalog Forumu, ya da kısa adıyla Rumi Forum, bu ilk büyük organizasyonundan gerçekten yüzünün akıyla çıktı.

Konferansın içeriğiyle ilgili gözlemlerime gelince: Tüm tebliğler klastı. Ancak Gülen konusunda çalışmaya genelde son birkaç yıldır başlamışlar. Dolayısıyla bence bir bakıma henüz öğrenme sürecindeler. Gülen'in, çağdaşlığı, moderniteye katkısı, hareketin orjinalitesi, barışçılığı, girişimciliği, dünya ile entegrasyon kabiliyeti gibi konularda hemfikir olundu. Bazı kavramlarda ve tasvirlerde ise görüş ayrılıkları oldu. Mesela Gülen'e ne denecek? Sufi midir, değil midir? Bu bir cemaat mi, yoksa çok katmanlı bir sosyal yapı mı? Hareketin hiyerarşik bir yapısı mı var yoksa gevşek bir dokusu mu? Kendi içinde totaliter mi hoşgörülü mü?

Bu ve bunun gibi sorular mevcut empirik data birikimiyle henüz daha tam olarak cevaplanabileceğe benzemiyor. Keşke bilim adamları Türkiye'nin ve hatta dünyanın kaderinde büyük rol oynamaya namzet bu oluşumu daha erken incelemeye başlasalardı diye düşünüyorum. Keşke sosyal yapımıza daha erken teşhisler koyabilseydik. Ve bilimin koyduğu teşhisleri kabul edip sosyal yaralarımızı öyle tedavi etseydik. Yalan yanlış istihbarat raporlarıyla en masum sivil oluşumları dahi sorun gibi görmeseydik.

Her neyse, geçmişe mazi derler. Biz geleceğe bakalım. 'En hakiki mürşid'in yolunda koştuğumuz sürece geleceğimizin aydınlık olmaması için bir sebep yok.

Tüm öncülere teşekkürler.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.