Zaman Aşığı Hakka Yürüdü

Dün Zaman için aşık olunacak gazete diye yazmıştım. Bugün bir mail geldi. Mail bu aşkı zirvede yaşayıp zirvede tamamlayan Sami abimin (Rabbim rahmet eylesin) aşkını anlatıyordu. Bugün size geçen hafta aramızdan ayrılan bir Sami abimin hikayesini, Mehmet Tekin abimin ifadeleriyle aktaracağım.

2000 yılında Almanya'nın Bottrop şehrine gelmişti. Türkiye de kader birliği yapmış arkadaşlarının ve hizmetten ayrı kalmanın hasretiyle günlerini geçirirken, acaba burada da kardeşlerimi bulabilir miyim diye sormadığı kişi kalmamış. Çevreyi ve insanları tanıyıncaya kadar aradan 1 yıl geçmiş. Bir arkadaş vesilesiyle Sami Üzümcü kardeşimle tanıştım. Sessiz ve sakindi, bir karıncayı dahi incitmeyen bir yapıya sahipti. O günden itibaren hep en önde koştu. 2003 yılında beyin tümörü tespit edildi. Bir kaç defa ameliyat oldu. Tümörlü kısmı aldılar. Ama kanser üremeye elverişli olduğu için daha sonraki yıllar mide kısmına da yayıldı. Ameliyatla midesinin üçte ikisi alındı. Bu esnada kanser hücresin her geçen gün artmasına engel olunamayınca bağırsak kısmına da bulaştı. Son zamanlarında kanser vücudun tamamına yayılmıştı.

6 sene boyunca hastalıkla mücadele etti. Hz. Eyüp misali bir kere olsun şikayetçi olmadı. Her zaman sabır etmesini bilirdi. Hastalığı esnasında bir kez olsun inandığı değerlere ters harekette bulunmadı. Hizmette hep önde koşanlardan oldu. Gazetemizin Bottrop'taki gözü ve kulağıydı.

Geçen yılki kampanyada bir çok kapıya beraber gittik. Girdiğimiz her ev çoğunluk itibarıyla abone olmuştu. Kapıların zillerine basmadan önce bana döner 'abi ben dua edeyim sen anlat' derdi. Az konuşur çok dua ederdi Çünkü o bir kalp insanıydı. Allah samimiyetle okunan duaları geri çevirmezdi ve çevirmedi. Her eve rahatlıkla girerdi. Ev halkı sanki kendi ailesinden bir fertmiş gibi karşılardı.

2 ay öce ikiz çocukları dünyaya gelmişti. Hastaneye yatmadan önce ailesi ve çocuklarıyla birlikte 1 ay beraber kalabilmişti. Son ay da yemek yiyemiyordu. Sadece doktorun verdiği sıvı gıda torbasını kullanıyordu. Buna rağmen elinde gıda torbasıyla arkadaşlarını yalnız bırakmadı. Bu kampanyada da hedefini almıştı Ama hastalık kapıları çalmasına fırsat vermedi. Ağrıları iyice artmış dayanamayacak noktaya geldiğinde hastaneye gitti. Doktorlar hemen ameliyata aldılar. Ama nafile kanser vücudunun tamamını sarmıştı. Dışarıdan hiçbir gıda maddesi vücudu kabul etmiyordu. Vücudu bitkin düşmüş ve oldukça zayıfladı. Hastaneye ziyarete gittiğimde ilk sorduğu soru 'kampanya nasıl gidiyor?' oldu. 'Bizden bir isteğin var mı?' dediğimde 'gazetemiz ve benim için dua edin' dedi.

Son akşam yani Perşembe günü ziyaretine gittiğimde bilinci kapanmış ve yerinde kalkamıyordu. Gelenleri tanıyamaz haldeydi. Kulağına eğilip kampanyanın devam ettiğini söylediğimde, Sahabe-i kiramdan ölüm yatağında yatarken 'Ensar topluluğu nerede?' sesini duyunca yerinden fırlayan Ebu Akil misali yerinden kalkmaya çalıştı. Gözlerini açtı ve bana bakarak 'kampanya başladı mı?' diye sordu. 'Evet başladı. Senin de bulman gereken abonelerin var' deyince kalkmak için çaba gösterdi ama vücudu zayıf ve bitkin düştüğü için kalkamadı. Aradan 30 saniye geçti. Tekrar kampanya başlamış ben abone bulman gerekiyor dercesine tekrar kalkmayı denedi ama nafile vücudunda derman kalmamıştı. Gözlerini kapattı. Kendi kendine bir şeyler konuşuyordu. Arkadaşları gibi koşturamamanın ızdırabını çeker gibiydi. Çok sevdiği gazetesi de başının ucunda duruyordu. Son anına kadar namazlarını göz işaretiyle de olsa kıldı.

Ertesi günü Cuma namazından sonra nefes alması zorlaşmış, makinaya bağlı olarak nefes alıyordu. Bunca yıldır kader birliği yapmış arkadaşları ve sevdikleri başının ucundaydı. Dualar ve Yasinlerle hakka yürüdü. Geçen hafta Cuma günü kaybettik kardeşimizi. Allah şefaatından bizleri eksik etmesin.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.