Bazı Notlar
Bu son ABD ziyaretimde görüştüğüm kişiler ve karşılaştıklarımız hakkında bazı şeyler aktarmaya çalışacağım.
New York'ta Columbia Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Richard W. Bulliet, tarafsız olarak İslamiyet'i anlatmak için 12 bölümlük bir dizi hazırlamış bir tarih hocası. Pazar günü bizi üniversitedeki ofisinde karşıladı. Odası İslamiyet'le ilgili kitaplarla dolu. Duvarlarda, papirüs üzerine yazılı Fatiha Suresi asılı. "İnnallahe maa's-sabirin" ayeti de güzel bir hatla yazılmış. Çerçeveletip duvara asılmış. Kapısında da "Berekat'üs-selam" orijinal bir istifle yazılmış vaziyette. Recep Şentürk ve Zümrüt Alp isimli öğrencilerden söz etti. Fethullah Gülen Hocaefendi'yi duymuş ve araştırmış. Eğitim hizmetlerini çok takdir ediyor. Kendisi Protestan bir aileden geliyor. Hanımı da Hint dinleri üzerinde araştırma yapan bir uzman. Kendi bölümüne yardımda bulunan Arap ülkelerinin kontrol etme isteklerinden rahatsız...
Tam beş sene önce ziyaret edip kendisiyle röportaj yaptığımız Prof. Dr. Kemal Karpat Hoca'nın da Long Island'daki yazlığına ziyarete gittik. Bizi bahçesinde kabul etti. O zaman da yine bahçede oturup sohbet etmiştik. O zaman Bosna konusu üzerinde duruyorduk. Hiç unutmuyorum, bir ara, "Ben daha yakında oralardaydım. Bursa'dan hiçbir farkı yok. Ama şimdi kan gövdeyi götürüyor!" deyip ağlamaya başlamıştı. Otuz sene önce kendisinin yaptığı bu evinin bahçesinde ağaçlar, çiçekler sarmaş dolaş. Bize, kendisinin yetiştirdiği domateslerden, biberlerden ve salatalıklardan bir sofra hazırladı. Tavşanlar, renk renk kanaryalar koşup uçuşup duruyordu. Türkiye'nin problemleri ile kafası çok meşgul. Son olaylardan da üzgün. "Türkiye'nin ufku açık... Güzel bir nesil geliyor. Sanki enerji fışkırıyor. Ama önünü açacak liderler yok.
Ben ülkemin insanının yaşama şevki dolu yüzünü, Anadolu gülümseyişini, dünyanın hiçbir yerinde görmüyorum. Bu bize mahsus bir şey... İnanır mısın, bir yabancı dostum, 'Uçakla giderken, Türkiye semalarına girince içimi bir güzellik sarıyor!' demişti. Bu çok farklı bir şey." diyor. Bizimkilerin rahata düşkünlüklerinden rahatsız. "Bir Amerikalı telefonla görüşürken, 'Nasılsın?' diye sormaz. Bilakis 'Ne yapıyorsun? Neyle meşgulsün? Hangi mevzu üzerinde araştırma yapıyorsun?' diye sorar. Ama bizimkiler 'Hocam bu yaştan sonra, yat rahatına bak!' diyorlar. Şu anlayışa bak. Bu benim canımı sıkıyor." diyor. Hoca gerçekten haklı. Türkiye'deki gelişmeleri bilhassa eğitim hizmetlerini çok takdir ediyor. Ülkemizin istikrar içinde olması için şimdilik huzur bozucu her türlü hareketten sakınmanın lüzumuna işaret ederek, bütünlüğümüzün ve parlak geleceğimizin hatırı için pek çok şeye seve seve katlanmamız gerektiğini savunuyor.
Akşam üzeri kendisine veda edip ayrılırken, pazar kalabalığının bizi randevumuza geç bırakacağını düşünerek, o yaşında arabasına atlayıp uzun bir rehberlikten sonra kestirme yolu göstermeyi de ihmal etmiyor.
Bu enerjik ilim adamı, davranışlarıyla bizlere şevk veriyor.
- tarihinde hazırlandı.