Halîliyet ve Mesîhiyet
Peygamberan-ı izam hazeratı içinde hususiyle Seyyidina Hazreti İbrahim ve Hazreti İsa ile temsil edilen bir çizgi vardır ki, bunda da cemâl tecellileri daha baskındır; cemâl celâlin önündedir. Bu yolun esasları hilm ü silm, mülâyemet ve müsamahadır.
Nitekim Keldanîlerin türlü türlü zulümlerine, çeşit çeşit işkencelerine ve kendisini ateşe atmalarına rağmen, Hazreti İbrahim ellerini kaldırıp, "Rabb'im! O putlar insanlardan çoğunu baştan çıkardı; bundan böyle kim benim izimce yürürse o bendendir. Kim de isyan ederse Sen Gafûr'sun, Rahîm'sin." (İbrahim Sûresi, 14/36) diyerek dua etmiş; kavmine lanet okumamış ve onların helakini istememiştir.
Hazreti İsa da, kavmi, kendisine her türlü ezâ ve cefâyı revâ gördüğü halde, "Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar Senin kullarındır; şayet mağfiret buyurursan hiç kuşkusuz Aziz Sensin, Hakîm Sensin." (Mâide Sûresi, 5/118) diye niyazda bulunarak ciddî bir edep tavrı sergilemekle beraber şefkat ve merhametini dillendirmiştir.
İşte, Rehber-i Ekmel (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) Efendimiz, hem Hazreti Nuh ve Hazreti Musa ile hem de Hazreti İbrahim ve Hazreti İsa ile temsil edilen meslekleri bütünüyle nazar-ı itibara alarak, kendisinin hilm, silm, mülâyemet ve müsamaha yolundakilere benzediğini ifade etmiştir.
Binaenaleyh, Bedir esirlerinin akıbetiyle alâkalı olarak Ashab'ın ileri gelenlerinin kanaatlerine başvurulunca, Hazreti Ebu Bekir (radiyallahu anh) esirlerin serbest bırakılmalarına, Hazreti Ömer (radiyallahu anh) ise öldürülmelerine taraftar olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine, Allah Rasûlü, önce Hazreti Sıddık'a teveccüh ederek, "Yâ Ebâ Bekir! Sen aynen atam Hazreti İbrahim'e ve Hazreti İsa'ya benziyorsun." buyurmuş; sonra da Hazreti Faruk'a dönerek, "Yâ Ömer! Sen de Nuh ve Musa (aleyhimessselam) gibisin." demiştir. Nihayet, kendisinin de, Halîlullah ve Ruhullah'a benzediğini ifade sadedinde esirlerin şartlı olarak salıverilmelerini hükme bağlamıştır.
Bu itibarla, Hazreti Rûh-u Seyyid'il-Enâm halîliyet ile mesîhiyeti cem'etmiştir. Hıllet ve müsamaha yolunu seçmiş; bu meslekte varıp zirveye ulaşmış, tahtını hullet ve şefkat ufkuna kurmuştur. Hazreti İbrahim'de bir çekirdek gibi icmalî bulunan halîliyet ve hıllet ile bir tohum misillü Hazreti Mesih'in özünde var olan mesihiyet ve re'fet, İnsanlığın İftihar Tablosu'nda ser çekmiş bir ağaca dönüşmüştür. Onlardaki hilm ve şefkatin tafsil ve inkişafı, hakikî insan-ı kâmil Hazreti Habibullah'la gerçekleşmiştir.
- tarihinde hazırlandı.