Eşya 'Esma'nın Tecellilerinden İbarettir
Hz. Musa (as) Allah'ın maddi dünyada hususi bir kelam tecellisine mazhardı. Bununla birlikte bu tecelli, O'nun ruhuna ve ruh kapasitesine göre bir tecelliydi.
Cenab-ı Allah, isim ve sıfatlarıyla kesretten kinaye olarak yetmiş bin rakamıyla ifade edilen perdeler arkasından kâinata tecelli eder. Bütün eşya, Cenab-ı Hakk'ın tecellilerinden ibarettir. Daha doğrusu esmâ-i İlahinin tecellisinden ibarettir. Mesela, eşyadaki tertibler, Cenab-ı Hakk'ın "Mukaddir" ismine dayalıdır. Kimisinin önce, kimisinin sonra bir tertibe göre sıraya girmesi her şeyi bir takdire bağlayan "Mukaddir" isminin bir aksidir. Koca koca cirimlerin küçük küçük cisimlere musahhar olup emirlerine âmâde olması "Muktedir" ismine, "Kudret" sıfatına bağlıdır. Bunun gibi, bütün eşyayı ele aldığımız zaman, bunların hemen hepsinin Cenab-ı Hakk'ın isimlerinden birine bağlı olduğunu görürüz. Bu itibarla eşya Allah'ın isimlerinin tecellilerinin gölgelerinden ibaret demektir. Kainatın da insanın da bu tecellinin ötesine tahammül edebilmesi zordur.
Daha kolay anlaşılması için bir misal arz edeyim. Nasıl sinema şeridinde bir kısım şekil ve resimleri perdeye ışık vasıtasıyla aksettirmek suretiyle karşımızda bir kısım görüntüler meydana geliyor. Aslında karşımızdaki bu şeyler şekil değildir; şekli temsilen bir kısım şebehler (karartılar) dir ki karşımızda oynamaktadırlar. Aynen öyle de Cenab-ı Vacibü'l-Vücud ve Tekaddes Hazretleri, Zatî kudreti, Zatî iradesi, Zatî meşietiyle esmâ-i İlahisini yokluk âlemine işte böyle tecelli ettirmiştir. Bu tecellide bir kısım kimseler "müşahit", bir kısım kimseler de "müşahede edilen" olmuştur. Bir kısım şeyler "meşher" olmuş, bir kısım kimseler de o "meşherde gezenler." Evet olup biten şeyler bundan ibarettir. Her şeyin zimâmı Allah'ın elindedir. Gösteren, gösterdiği şeyleri yaratan ve bir tecelli ile ayakta tutan hep O'dur. Eşyanın Kendisiyle münasebeti kesildiği zaman her şey bir sükûnete ve humûdete düşecektir.
- tarihinde hazırlandı.