Evlenmenin kolaylaştırılması
Soru: “Otuz iki farzı bilmeyen kimselerin nikâhı olmaz.” diyorlar. Kimlerle evlenilemeyeceğini kısaca açıklar mısınız? Hayat pahalılığından dolayı pek çok fakir kimse evlenemiyor. Hâlbuki Peygamber Efendimiz, “Nikâhın hayırlısı masrafı en az olanıdır.”[1] buyurmuşlar. Mü’min kardeşlerimiz bu hadise neden uymuyorlar ve bu ağır mesuliyetten nasıl kurtulacaklardır?
Farzları bilmeyen bir kişinin nikâhı olmayacağı hükmü bir yönüyle doğru, diğer bir yönüyle ise doğru değildir. Bilmesi gereken farzlara inanmayan kimsenin nikâhı olmaz. Mesela, bir insanın, imanın altı esasına inanması lâzımdır. Bunlardan bir tanesine inanmayan, birinde tereddüt ve şüphesi olan bir insan din dairesi içinde bulunmadığından dolayı onun nikâhı da olmaz. Çünkü nikâh, mü’minler için dinî bir kayıttan ibarettir. Kadınla erkek bu dinî kayıt ve Allah tarafından vaz’ edilen prensiplerle bir araya gelmektedirler/gelmelidirler.
Efendimiz’den (sallallâhu aleyhi ve sellem) naklen fıkıh kitapları evlilik için “icab-kabul” ve “şahit” şartlarını ortaya koyarlar. Biz, mü’minlerin bu şartlara uyarak aralarında izdivaçla bir bağ kurmalarına “nikâh” diyoruz. İmanı olmayan bir insan için bu mânevî kayıt geçerli değildir. Binaenaleyh mü’min olmayan bir kimseyle yapılan nikâh muamelesi geçerli olmaz.
Sorudaki otuz iki farz meselesine gelince; kitaplarımızda böyle bir şart yoktur. Dahası, farzlar da otuz iki ile sınırlı değildir; hatta bazılarının zannettiği gibi elli dört farzdan ibaret de değildir İslâm. Haddizatında farzlar ne otuz iki, ne elli küsur, ne de yüz küsurdur. Belki beş yüz, belki daha fazla farz veya vacip vardır.
Kimlerle evlenilemeyeceğini, yani evlenilmesi haram olanları Nisâ Sûresi’nde Kur’ân-ı Kerim saymış, Efendimiz de bunlarla alâkalı tafsilî bilgiler vermiştir. Kur’ân’da bununla ilgili âyet şöyledir: “Ey mü’min erkekler! Şunlarla nikâhlanmanız haram kılınmıştır: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren sütanneleriniz, sütkız kardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur. Keza öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de haram kılınmıştır. Ancak daha önce geçen geçmiştir. Çünkü Allah gafûr ve rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).” (Nisâ sûresi, 4/23) Kur’ân-ı Kerim’in saydığı bu kimselere “muharremât” (kendileriyle evlenilmesi haram olan kadınlar) deniliyor.
Nikâhın zorlaştırılmasından dert yanan bir ifade de var soruda. Evet, Efendimiz: “Nikâhın en hayırlısı en kolay olanıdır.” buyurmuşlardır. Esasen bu ifadede, sorudan çok bir temenni var. Bence de mü’minler keşke bu hadise uysalar ve teamülleri, yanlış gelenek ve görenekleri aşıp bu hadisin ifade ettiği hakikati tam yaşayabilseler..!
Evliliği çok ucuz, çok rahat, çok fıtrî ve herkesin rahat yapabileceği bir mevzu hâline getirmek gerçekten hayatî bir konudur. Zira evlenmek isteyen kimseler zaten birçok haramı aşıyorlar. Sonra bir de kız tarafının bu işte ortaya döktüğü ağır yükler var ki, bundan dolayı çok kimse ya korkuyor veya evlilikten vazgeçiyor. Hususiyle asrımızda, nefsini oruç, riyâzet ve zühd ü takva ile gemleyemeyen kimseler için evlilik, haramlar karşısında farz hâline gelmiştir. Mü’minler böyle bir mevzuda mutlaka kolaylık göstermeli ve günaha girmemede birbirlerine yardımcı olmalılar. Ben bunu söylüyorum ama kim uyar onu bilmem...
[1] Ebû Dâvûd, nikâh 30,31; İbn Hibbân, es-Sahîh 9/381.
- tarihinde hazırlandı.