Gayretin Beşeri ve İlahi Yönü
Bu önemli hususu tembih sadedinde Allah Rasûlü (sav): "Sa'd'ın gayretine mi hayret? Ben Sa'd'dan daha gayûrum, Allah da benden..." buyururlar ki; aslı, Allah'ın sevip-hoş gördüğü şeyleri, fevkalâde bir iştiyakla yerine getirip, hoşlanmadığı hususlara karşı da olabildiğince kararlı davranmak ve Zât-ı Vacibü'l-Vücûd'un, esmâ, sıfât ve zâtını gönülden sevmek, sevmekle de kalmayıp O'nun herkes tarafından sevilmesi gayreti içinde bulunmak ve Rabb'iyle olan münasebetlerini dünya ve ukbâda her şeye tercih etmek şeklinde hulâsa edebiliriz. Bilhassa, bu son noktayı hatırlatma adına bir Hak dostunun, şu heyecan dolu duyguları oldukça manidâr sayılır:
Keşke sevdiğimi sevse kamu halk-ı cihan,
Sözümüz cümle heman kıssa-i cânân olsa..!
Gayret, açık-kapalı münkerâta karşı bir tavır ve ilâhî gayretin bir uzantısı ise, ona Allah ahlâkıyla tahalluk etmenin bir televvünü nazarıyla da bakılabilir. Hazret-i Lisan-ı Hakikat: "Allah'tan daha gayûru yoktur; bu gayretindendir ki O, açık-kapalı fuhşiyâtı haram kılmıştır" (Buharî, Nikâh 107; Müslim, Tevbe 32-34) diyerek, lâhûtî kaynağına dikkati çekmiş, sonra da: "Allah gayret tecellisinde bulunur, mü'min de gayûr davranır; Allah'ın gayreti kulun işleyeceği haramlara karşıdır" (Buharî, Nikâh 107; Müslim, Tevbe 36) fermanıyla, gayretteki mütekâbiliyeti ihtar etmiştir.
- tarihinde hazırlandı.