Milli ve Manevi Değerlerimize Sahip Çıkılamadı
Bizi ayakta tutan bu ruh, damarlarımızda, kanımıza karışıp kaynaştığı, beyin guddelerimize taht kurup oturduğu dönemlerde, bir taraftan gönül dünyamızda derinleştikçe derinleşiyor, diğer taraftan da dünyanın kaderiyle alâkalı, devletler muvazenesinde, bize ait yerimizi sımsıkı korumaya çalışıyorduk. Âh, nasıl oldu da,bir zerresini dahi fedâ etmeyi düşünemeyeceğimiz o yüce ruh, böyle çürüdü ve delik deşik oldu!.. Herhâlde bu fâciayı, bir solukta, birkaç ülkeyi birden fethedip sonra da kendi insanının alkışlarından kaçarak, gururunu Üsküdar topraklarına gömen hasbî ruhlarda aramamak gerektir. Fâcia olan yumurta kadar zaferini bayraklaştırarak, dünyayı velveleye veren ve "pay-i taht'a" bir "Amnofis" gibi giren, kendini ululuğa kaptırmış gururun kapı kullarında, özü-sözü, karakteri belirsiz ölü ruhlarda aramak gerektir. Birinciler, diriltici soluklarıyla, milletin hayat kâsesini ellerinde taşımalarına karşılık; ikinciler, toplumun beyninin içine yerleşmiş birer "tümör" gibi onu her kesimiyle bütün bütün felce uğratmışlardır.
- tarihinde hazırlandı.