Müslümanların İçinde Türeyen Fitne Hareketleri ve Sapık Görüşler
Müslümanların içinde bazıları Kur'an ve Sünnet'in açık emirlerine ve selef-i sâlihînin saf, temiz, dupduru içtihat ve istinbatlarına "zâhirîlik" deyip her şeyi hafife aldı ve değişik fantastik mülâhazalarla kabul edilemez tevil yollarına saparak muhkemâta bile farklı mânâlar yüklemeye kalkıştılar. Bunlar namaza, "Hakk'a ulaşmanın avamca yolu" diyerek "vâsılûn u bâtınûn (!)" için gereksiz olduğu iddiasında bulundu; zekatı benzer bâtıl bir yoruma bağladı; haccı avamca cem' gayreti saydı; orucu boş eziyet gördü; muharremâta karşı tavır almayı aptallık kabul etti ve dolaylı yoldan herkese, ibâhiyecilik ve bohemlik aşılamaya çalıştılar. Bütün bir tarih boyu bu kabil düşünce ve telâkkiler Câmi'lik, Ethemîlik, Haydarîlik, Babaîlik, Şemsîlik, Karmatîlik, İsmailîlik gibi cereyan ve ocaklarda üretildi; sonra da belli usullerle tekye, zaviye ve medreseler kullanılarak saf İslâm düşüncesi bulandırılmaya çalışıldı ve çalışılıyor. Bunlar, Kur'an ve hadisleri hevâ ve heveslerine göre yorumluyor, nasları, sembolik ifadeler kabul ederek rüya tâbirlerinde olduğu gibi onlara farklı mânâlar yüklüyorlardı. İbn Sebe ile başlayan bu fitne hareketleri, Ehvazlı Meymun'la ayrı bir derinliğe ulaştı; Berkâî ile korkunç bir yangın şeklini aldı; Hasan b. Sabbah'la İslâm'ı temelden sarsacak bir gâile haline geldi ve derken bir hamle daha yaparak getirip her şeyi insilâha bağladı.
- tarihinde hazırlandı.