Göz Nimeti
Çoğu zaman farkında olamadığımız, bize Allah'ın bahşettiği lütuflardan biri de göz nimetidir. Kur'ân-ı Kerim, gözü nimet sadedinde şöyle zikreder: "Biz o insana görmesi için gözler vermedik mi?" (Beled sûresi, 90/8.)
Eski yıllarda "Bütün Dünya" diye bir mecmua çıkardı. Daha sonraları Zafer mecmuasının bu dergiden iktibas ettiği bir makalede âmâ birisinden şunlar naklediliyordu: "Gözlerim sadece üç gün görse idi, birinci gün tabiatı temâşâ ederdim, ikinci gün akrabâ u taallukâtımı ve üçüncü gün de anne-babamı görmek isterdim." O zaman bu ifadeler, benim rikkatime çok dokunmuştu. Zannediyorum bizler, görme nimeti elimizden alınmadığından -Allah almasın!- o isteğin ne mânâya geldiğini anlamakta zorlanırız.
Evet! Gözleri olmayan bir kimse, "Güneş" kelimesinin ne anlama geldiğini bilemeyecek ve gece-gündüzün nasıl olduğunu hiçbir zaman hissedemeyecektir. Gökyüzündeki ayı, o şairane ilhamlarıyla hiç duyamayacaktır. Sevdiklerinin yüzünü göremeyecek, anne ve babasını tanıyamayacak, "Acaba bunlar nasıl insanlar?" diye düşünemeyecektir. Bunun gibi daha pek çok güzellikleri de zihninde canlandıramayacaktır. Binaenaleyh her insan, bu nimetin şuurunda olarak onun kadr u kıymetini bilmeli ve şükrünü hakkıyla eda etmelidir.
- tarihinde hazırlandı.