Fetret Dönemi İnsanları
Yer yer bana, bir nevi fetret dönemi olan günümüzde, mazisi itibarıyla değişik günahlara girip-çıkmış insanların tevbe ile arındıktan sonra başka insanlara rehberlik etme durumlarının nasıl olacağı hususu soruluyor.
Her şeyden önce günümüz için "fetret dönemi" ifadelerine katılmamak mümkün değildir. Üstad, Kastamonu Lâhikası'nın iki yerinde bu meseleye temas eder ve günümüze fetret dönemi nazarıyla bakar. Bu mevzuda, zannediyorum Üstad yalnız da değil; ondan başka M. Hamidullah Hoca, Allâme Muhammed Ebû Zehra.. gibi âlimler de günümüzü bir fetret dönemi olarak değerlendirmektedirler. Zira İslâm'ın zuhur ettiği andan bu yana, tarihin hiçbir döneminde insanlık dine karşı bu kadar yabancı hâle getirilmemiş ve bu kadar ilhada itilmemiştir. Dolayısıyla küfür ve dalâletin ilim fermanlı olduğu böyle bir dönemde fetret mülâhazasını nazara almamak ifrat olur zannediyorum.
Buradan hareketle tarif ve tavsif edildiği şekilde, önceleri değişik günahlara girip çıkmış, fakat daha sonra tevbe ile arınmış ve başkalarına rehberlik edecek konuma gelmiş insanlara Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Amr İbn Âs ve daha başka sahabilere de dediği gibi, "Bilmiyor musun? İslâm cahiliye döneminde yapılan her şeyi silip-süpürüp götürmüştür." ifadesi zaviyesinden bakılabilir. Dolayısıyla da bir insanın şunca günahı vardı, otuz yaşına kadar bataklığa girip-çıkmıştı.. bu insan günümüzde böyle bir dirilişi nasıl temsil eder? demek yanlış olur. Sahabe-i kiram efendilerimizin bir kısmı istisna edilecek olursa, onların da pek çoğu, kırkelli hatta altmış yaşından sonra Müslüman olmuş ve o ana kadar da hemen hemen irtikâp etmediği günah da kalmamıştı. Ama bunlar gün gelip Müslüman olunca, velilerin bile ulaşamadığı muallâ bir mevkii ihraz ettiler. Onların yolunda olan bugünün Müslümanları bizler -Allah'a binlerce hamd ve sena olsun ki- İnsanlığın İftihar Tablosu'na ümmet olmuşuz. Yine hamd ve senalar olsun ki, o kadar yâd ellerde sağda-solda avâre dolaştıktan sonra Rabbimizin inayetiyle yeniden Kur'ân etrafında toplanarak din-i mübin-i İslâm'a hizmet etme imkânı bulduk. Zannediyorum "Müjdeler olsun bizlere!" deyip şükretmemiz gerekecek.
Ancak günümüzde Müslümanlığı bilen, Kur'ân'ı tanıyan ve Efendimiz'in sünnetine vâkıf olan insanların -her ne kadar fetret devri de olsa- sorumluluk açısından diğerlerinden farklı olacakları da muhakkaktır. Bu itibarla onlar da ibadetlerindeki eksiklikleri giderir, bulaştıkları günahlardan tevbe ve istiğfarla arınırlarsa, diğer insanlar gibi değerlendirilebilirler.
- tarihinde hazırlandı.