Mesavi-i Ahlak
Şeytan, eskilerin mesavi-i ahlâk' dedikleri kötü vasıfların kaynağıdır. Her bir insan kendi vicdanını yoklasa, zannediyorum -az veya çok- bu kötü duygulardan kendisine bulaşmış olduğunu görecektir. Aksi ise, meleklik iddiası olur ki, insan için böyle bir şey düşünmek mümkün değildir.
'Kişi kendin bilmek kadar irfan olamaz.' mantukunca bilmek bir mârifet, itiraf da ikinci mârifettir. Bunların yanında üçüncü bir mârifet ise, insanın noksanlıklar açısından sık sık kendi durumunu gözden geçirmesidir. Bu noksanlıkları izâle adına her insanın, zamanın her zerresini duyarak yaşaması yaşayıp Allah'a (c.c) giden yolları araştırması, ve daima O'na istiğfarla yönelmesi ve kemal-i ubudiyet ve samimiyetle O'ndan af dilemesi lâzımdır. Aksine davrananlar bilmelidirler ki, böyle davranmakla kendilerini yalnızlığa ve karamsarlığa salıyorlar ve O'na giden yollara sırtlarını dönüyorlar. Hâlbuki böyle bir şey, her şeyi gören, bilen, duyan ve haberdar olan, yani Basîr, Alîm, Semi, Habîr olan Allah'tan kaçıştır ve böyle bir kaçışın mümkün olmadığı da açıktır.
- tarihinde hazırlandı.