Mârufun Her Çeşidi

Efendimiz (s.a.s), insanların, maruftan hiçbir şeyi küçümsemeyip mutlak yapmalarını; yarım hurmayla dahi olsa, bunu bir kurtuluş vesilesi saymalarını tavsiye eder. Bu açıdan, yolda insanlara eziyet verecek şeylerin bertaraf edilmesini (imatatü'l-eza) bile sadaka olarak değerlendirir ve fuhuş yapan bir kadının, çölde susuz kalmış bir köpeğe su içirmesinin bağışlanma vesilesi olduğunu ifade buyurur. Keza ihlâsla söylenmiş bir sözün ahirette insanı nasıl cennete yükselttiğini şöyle anlatır: Aziz ve celil olan Allah (kıyamet günü), ümmetimden bir adamı halkın içinden alır ve onun için doksan dokuz büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Rab Teâlâ adama sorar:

- Bu defterde yazılı olanları inkâr ediyor musun? Muhafız kâtiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi?

Kul:

- Ey Rabbim! Hayır, (hepsi doğrudur!) der.

Rab Teâlâ sorar:

- (Bunları yapmada beyan edeceğin) bir özrün var mı?

Kul:

- Hayır! Ey Rabbim! der.

Aziz ve celil olan Allah:

- 'Evet! Senin bizim yanımızda (makbul, büyük) bir de hasenen var. Biz bugün sana zulüm yapmayacağız!' buyurur.

Hemen bir kart çıkarılır. Üzerinde 'Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlullah (şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir)' yazılıdır.' Sonra, Rab Teâlâ der:

- Ağırlığını (yani amellerinin ağırlığını) hazırla!

Kul sorar:

- Ey Rabbim! Bu defterlerin yanındaki bu kart da ne?

Rab Teâlâ ona:

- Sana zulmedilmeyecektir! der.

Hemen defterler Mizan'ın bir kefesine konur, kart da diğer kefesine. Tartılırlar. Sonunda defterler hafif kalır, kart ağır basar. Esasen Allah'ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz.'

Evet, Cenâb-ı Hakk'ın kullarını ne ile affedeceği belli değildir. Bu bakımdan kula düşen şey, küçük-büyük fark gözetmeksizin marufun her çeşidini yapmak ve Cenâb-ı Hak katında kendi kurtuluşuna vesile aramak olmalıdır. Burada konuyla alâkalı gördüğüm Hz. Ömer (r.a)'le ilgili bir menkıbeyi hatırlatmak istiyorum: Hz. Ömer (r.a) vefat ettikten sonra, kendisini rüyada gören bir zatın, 'Hangi amelinle kurtuldun?' sorusuna, 'Sokağa çıktığımda bir çocuğun güvercinle oynadığını ve ona eziyet ettiğini görmüştüm. Elimi cebime soktum ve birkaç kuruş çıkararak çocuğa uzattım. Karşılığında da güvercini alıp azat ettim. İşte bu, benim kurtuluşuma vesile oldu...' cevabını verir. Aslında Ömer'in binler devasa hizmeti vardı ki, her biri binlerce kurtuluşuna vesile olabilirdi. Yine Mekke ve Medine suyunun kendisi tarafından getirildiği söylenen saliha kadın, Harun Reşid'in hanımı. Onu da rüyada görür ve ne ile affedildiğini sorarlar: 'Sazende bir gün yanımda saz çalıyordu. Birdenbire minarelerden ezan sesi yükselmeye başladı. Ben o ezana hürmeten, 'Susun şimdi dinlenilecek olan şey bu ezandır' dedim. Benim bu davranışım rahmet arşında hüsnükabule mazhar olmuş. Allah (c.c) beni de onunla affetti' cevabını verir.

Allah (c.c), bir kudsî hadiste: 'Geniş zamanınızda Beni anın ki, sıkıntılı anlarınızda da Ben sizi anayım..' buyurur. Bu sözüyle âdeta O, bizlerle bir sözleşme yapmakta ve sıkıntıya düştüğümüz an yanımızda olacağına dair bir vaatte bulunmaktadır. Bizler, içinde yaşadığımız şartlar itibarıyla, Cenâb-ı Hakk'ın yardımına daha çok muhtaç durumdayız. O hâlde, her geceyi 'Kadir' diye ihya eden insanın, bir gün 'Kadir'i yakalaması muhakkaktır her gelen insanı 'Hızır' bilip ona ihsanda bulunanın da, bir gün 'Hızır'la karşılaşması mukadderdir anlayışıyla hareket edip, her fırsatta kurtuluşumuza vesile aramamız gerekmektedir. Gece-gündüz bu anlayışla hareket edip, aczimizle, fakrımızla her şeyin kuvvet kaynağı olan Allah'a yönelip O'ndan affımızı istediğimiz müddetçe, dualarımızın kabule karin olacağı umulur.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.