Hazreti Nuh cemaatinin şekvadan içtinabı
Hazreti Nuh cemaati hakkında, zannediyorum, çoğu müfessirlerin gözünden kaçan ve bu sebeple hiç bahsetmedikleri bir husus var.
Kur’ân değişik vesilelerle, değişik peygamberlerin ümmetleri ile olan münasebetlerini anlatırken yer yer onların küçük küçük de olsa endişelerini hatırlatır veya o endişeye delâlet edecek ipuçları verir. Ancak Hazreti Nuh (aleyhisselâm) cemaati için –az dahi olsa– bu konuda bir beyan yok gibidir. Demek ki onlar hiçbir endişe duymamışlar. Uf, puf etmemiş, “Neden başımıza çıkardın bu işleri, nereden geldin?..” gibi sözler hiç etmemiş, hatta ihtimal bunları kalblerinden bile geçirmemişler. Allah (celle celâluhu) da kendisine bu denli bağlı, böyle itminan ve iman içinde bulunan cemaati,
بِسْمِ اللهِ مَجْرٰيهَا وَمُرْسٰيهَا
“Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır.” (Hûd sûresi, 11/41)
âyetiyle anlatılan bir mükâfatla mükâfatlandırmış, azgın dalgaları onlar adına âdeta bir yol yapmıştır.
- tarihinde hazırlandı.