Kuvvet haktadır

İstanbul’da küçük bir işyeri olan bir hanımefendi, üç ay önce Bank Asya’ya yapılanları duyunca elinde avucunda altın, mücevher ne varsa satıp paraya dönüştürüyor ve hesaba yatırıyor.

Sadece yeni vefat eden annesinin evlendiği zaman dedesi tarafından verilen maddi değeri düşük ama hatırası çok yüksek olan birkaç parça altını tutuyor. Bu üç ay içinde Bank Asya’yla uğraşmalar devam edince elinde kalan son şeyi de yani annesinden hatıra olarak tuttuğu altınları da banka için bozdurmaya karar veriyor. Satarken şu kelimeler dökülüyor dilinden: Hatıralarımızı bile yağmalıyorlar.

Ahlaksız savaş olur mu? Kuralı olmayan kavga olur mu? Etiği olmayan savaşın tek bir tarifi vardır, o da vandallıktır. Ahlaksız bir savaşın tam ortasındayız. Ne doğru olma ne de hakperest davranma kaygısı taşımadan Makyavelist bir anlayışla yürütülen bu saldırıları hayata geçirenler, bunun dünyada ve ahirette hiçbir zaman hesabının sorulmayacağını düşünüyor. Bu durum, karşı karşıya olduğumuz gözü dönmüşlüğü ortaya koyuyor. Nasıl bir kayboluş, nasıl bir yitip gitmedir bu?

Yalan söylüyorlar, iftira atıyorlar, hakaret ediyorlar, zorbalık yapıyorlar, zulmediyorlar. Yetmiyor, yeniden yalan söylüyor, yeniden iftira atıyor, yeniden hakaret ediyorlar. Yalan olduğunu bile bile söylüyorlar, iftira olduğunu bile bile yazıyorlar. Hiçbir ahlak, hiçbir değer, hiçbir öğretiye sığmayan bu davranış biçimini uygulamaya koyarken insanın hiçbir kutsalının kalmaması ne büyük bir hezeyan, ne büyük bir kaybediştir. Okulları yıkıyor, yurtları kapatıyor, şirketleri batırmak için bütün güçleriyle çaba gösteriyorlar. Devlet erkini kullananlar, milletin yıllarca dişinden tırnağından artırarak yaptırdığı kurumları sabahtan akşama, akşamdan sabaha tehdit ediyor. Milletin büyük emeklerle elde ettiği bütün haklar suret-i haktan görünen birileri tarafından birer birer devlete yeniden taşınıyor.

Gücü ele geçirenler, haklı olmaya, haklı kalmaya ve adalete artık ihtiyaç duyulmadığını düşünüyor. Gücün her şeyi halledebileceğini, ne kadar güçlenirlerse o kadar haklı olacaklarını zannediyorlar. Geçmişte hukukun üstünlüğünü savunanlar, gücü ele geçirince üstünlerin hukukunu uygulamayı tercih ediyor. Hem de hiçbir etik değer, hiçbir kural, hiçbir öğreti tanımadan. Ancak çok büyük bir yanılgı içindeler. Bunlar sanıyorlar ki, güçle bir şey halledebilirler, sanıyorlar ki yeryüzünde her şeye onlar tasarruf ediyor, sanıyorlar ki ‘su yok’ deyince insanlar susuzluktan ölecek.

Bank Asya’ya para yatırdığı, Hizmet’le arasına mesafe koymadığı için hükümetin her türlü gadrine maruz kalan bir işadamını aynı zamanda şirkette ortağı olan dayısı çağırıyor ve şöyle diyor: “Oğlum bize yaşamak için bir soğan, bir ekmek yeter. Bütün mal varlığım, şirketteki bütün hisselerim, her şeyim emrine amade. Dik dur, sakın eğilme!”

İnanmış olanlarla savaşamazsınız. Savaşmayı göze alsanız, başaramazsınız. Onları sadece birer menkıbe zannetseniz de tarih, inancın ve hakkın karşısında tarumar olmuş insanların hikâyeleriyle doludur. Birkaç lira getirecek diye ölmüş annesinden kalan son hatıraları bile satıp yardıma koşan, batırılma riskine karşı ‘bize soğan ekmek yeter’ diyerek geri adım atmayanları ekonomik olarak da korkutamazsınız.

Söyleye söyleye iktidara geldikleri ama iktidar olunca unuttukları bir şeyi onlara bir kere daha hatırlatalım: Kuvvet haktadır. Kuvvetinizi gösterdiğiniz kadar biraz da nasıl Hakk’a yaslandığınızı da göstersenize.

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/mehmet-kamis/kuvvet-haktadir_2243788.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.