Distopya
Açık ekranda konuşma yapan dışişleri bakanı "Kimse gücümüzü test etmesin" deklarasyonunu üçyüzonbirbinikiyüzaltıncı kez yapıyordu.
Son bir haftada 78 ülke birbiri peşi sıra uyarılarak yeni bir 'nota' rekoru kırılırken, 25 ulusal gazete aynı manşetle çıkmıştı: 'Nasıl da tırstılar!' Aynı gazetelerin iç sayfalarında, AVM'ye dönüştürülen eski otogarın yerine yenisinin yapılması için açılan imar alanına yabancı ülkelerin engel olduğuna dair yorum sayısı da az değildi. Mezkur yazarlara göre, ülkenin büyümesine engel olmak için yabancıların kurduğu ciddi kumpastı ve hedef doğrudan işbaşındaki iktidardı!
Bu hafta bir litre daha fazla su kullanma hakkı duş alırken sevindirmişti onu. Zira 'Onlara su yok' kanunu çıktığından beri haftalık istihkakı 15 litreden 16'ya çıkarılmıştı, gelen faturalarda da 'Hadi yine iyisiniz, bir litre ekstra su. Gözünüz insanlık görsün' vurgusu dikkat çekiyordu.
Dışarı çıkarken, 'İstenmeyen gazeteleri toplayıp imha etme ekibi'nin yaktığı ateşin dumanı kaplamıştı etrafı. Aracını kullanamayacaktı, zira "Meğer paralelmiş alçak" listesinde ismi çıkalı beri benzin/mazot alamıyordu. Toplu taşıma aracına binerken de, paraleller için ayrılan arka kısma binmek durumunda kalmıştı.
Yapılan 7. Boğaz Köprüsü o gün de nedense ciddi trafik sıkıntısı yaşıyordu ve radyolardan, bunun bir 'paralel oyun' olduğuna dair yorumlar yükseliyordu araçlardan. Parti mensupları için ayrılan yüzde 70 indirimli gişelerde çok fazla yoğunluk görünmüyordu ama sıradan halk için yüzde 30'luk gişelerde kalabalık birikmeye başlamıştı. 'Millet kendi reisini yine seçti' dev afişinin hemen önündeki "Paralele indirim filan yok" gişeleri ise yoğundu. Trafikte beklemek sıkıntılarını hatırlamaya vesile olduğu için çok hazzettiği söylenemezdi. Epeydir tanıştığı ve evlenmeye karar verdiği kızın ailesi "Elin paraleline kız mı verilir?" kurumu tarafından uyarılmış ve evliliği çıkmaz ayın son çarşambasına tehir edilmişti.
"Satıcı ve paraleller giremez" ikaz levhalı işyerine geldiğinde, kendisi gibiler için yapılan yan kapıdan merdivenlere yöneldi. İşyerindeki herkes TV kanallarının ortak yayınında Hissiyat Bakanı'nın basın toplantısını izliyordu. Yanına 'Takdir-i Huda Genel Müdürü' ve 'Bilumum faciaları hissetme ve sorumluları adalete teslim etme müsteşarı'nı alan bakan, sabah yaşanan ve 80 kişinin ölümüne sebep olan kazanın bu tür işlerin fıtratında olduğunu, ayrıca art niyetli kişi ve çevrelerin bu faciayı kullanarak iktidarlarını yıpratmak istediklerini açıklarken salonda bulunanların yoğun alkışlarıyla karşılanıyordu.
Öğlen yemeği için yemekhaneye inerken, her kurumun bulundurmak zorunda olduğu "Paralelin mi var derdin var" danışmanının iki kişiye büyük bir şefkat ve rikkat ile telkinde bulunduğunu gördü. Danışman, karşısına aldığı orta yaşlı karı kocaya çocuklarının sınavdan aldığı puanın neden 0,1 ile çarpıldığını izah ediyordu.
Akşam eve dönüş trafiği ise 'Yesyeni Dil Olimpiyatları'ndan dolayı epey yoğundu. Eve vardığında zorunlu TV izleme saatinin başına yetiştiği için mutlu olmuştu. Farsça Olimpiyatlar şarkı finalinde birinciliği 'Bedava mı sandın, paralel ihbar edip aldım' isimli şarkı ezici bir oyçokluğu ile birinci olurken, jüri başkanı oryantal Zümrüt, paralelin ülkeye yaptığı kötülüklere vurgu yaparak şarkının çok anlamlı olduğunu bildiriyordu.
Resmi gazete ihale kanunlarının haftalık değişikliğiyle beraber, illerden gelen yeni fişleme raporlarına göre, her ay mutat olarak yayınlanan 'paraleller' raporu çerçevesinde fırıncılar, bakkallar, tuhafiyeciler, nalburların listesini yayınlamıştı. Milli Savunma Bakanlığı bundan böyle kollara takılacak 'P' bantlarıyla iç düşmanların daha rahat tanınabileceğini ve mücadelenin daha kolay olacağını bir basın bildirisiyle duyuruyordu.
Uyandığında yağmur yağıyordu, aylardan eylüldü ve gördüğünün kasvetli bir rüya mı, yoksa gerçek mi olduğundan tam olarak emin olamıyordu...
Kaynak: http://www.zaman.com.tr/mahmut-nedim-hazar/distopya_2243310.html
- tarihinde hazırlandı.