Ilımlı İslam'a Zeytin Dalı mı?

Hafta başı Papa II Jean Paul'un ikametgahında gerçekleşen Papa-Gülen buluşması, dinsel ve siyasal çevrelerde farklı açılardan sorgulanmaya başladı. Katolik dünyanın ruhani lideri Papa, neden Diyanet İşleri Başkanı ile değil de Gülen'le görüşmüştü? Yoksa Gülen, uluslar arası platformlarda Türkiye'deki İslami kesimin lideri olarak mı algılanıyordu?

Üstüne üstlük, Fethullah Gülen ve beraberindeki heyet Roma Havaalanı'nda Vatikan'ın Türkiye Büyükelçisi turan Güven tarafından karşılanıp, uğurlanmış ve onuruna Büyükelçilikte bir akşam yemeği verilmişti. Dışişleri protokolünde olağan bir uygulama mıydı bu? Değilse, Fethullah Gülen'in misyonu, devlet politikasında kendisine sınırlı de olsa bir yer mi bulmuştu.

Dışişlerinden yetkililere göre Gülen'in bu resmi ağırlanışı olağan bir uygulama olmadığı gibi, büyükelçinin kişisel inisiyatifiyle de sınırlı olmazdı. Bakanlık onayı şarttı. Washington eski büyükelçilerinden Şükrü Elekdağ "Bu müsteşarı bile aşar, Dışişleri Bakanı'na arz edilir ve onun izni alınır. Sistem böyle işler? Diyordu.

Sistem böyle işliyor idiyse, resmi ağırlama Fethullah Gülen'in ruhani liderliğini devletin kabul ettiği anlamına mı geliyordu? Şükrü Elekdağ bunun da normal olduğunu vurguluyordu:

"Papa II Jean Paul öyle herkesle kolay kolay görüşmez. Görüşmeden önce de kişiyle ilgili büyük araştırmalar yapar. Gülen'in eğitim alanındaki başarılı açılımlarını, hoşgörü ve barışçıl çalışmalarını izlediği ve bu çalışmalarda Türkiye'nin laik kesiminden de destek aldığını gözlediği belli. Papalık Türkiye'den uzlaştırmacı bir yaklaşımla gelen bu şahsiyeti kabul ediyorsa, Türkiye'nin de aksi bir davranış sergileyerek, olumlu bir iş yapan kişiye çomak sokmak istemeyeceği aşikardır. Bu nedenle Vatikan Büyükelçisi tarafından resmi ağırlama normaldır."

Diyanet de Devrede

Aslında Fethullah Gülen'in sürdürdüğü "Barış Adına Hoşgörü" çalışmalarında ilk onay, Gülen Hoca'nın manevi başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nca verilen hoşgörü ödülünü alan cumhurbaşkanından gelmişti. Demirel bununla da kalmamış Papa'yı İsa'nın ikibininci yıldönümünde Türkiye'ye davet etmişti.

Devletin iki din arasındaki uzlaşmacı yaklaşımına ikinci hamle de diyanet İşleri Başkanlığı'ndan geldi. Her yıl Ramazan Bayramı'nda diyanet İşleri Başkanı'na tebrik mesajı gönderen Papa II Jean Paul, tarihinde ilk kez Diyanet'ten yanıt aldı. M. Nuri Yılmaz imzalı mektupta teşekkürlerin yanı sıra, Papa'nın hoşgörü çalışmaları övülüyor ve ardından Diyanet bünyesinde Dinlerarası İlişkiler Merkezi kurulduğu bildirilerek, işbirliği öneriliyordu.

Vatikan'ın Bakışı

Vatikan ve Türkiye arasında hızla gelişen ilişkilerin temelinde ise Papa II Jean Paul'un Türkiye'deki İslam'a bakışı yatıyordu. Papa II. Jean Paul'un biyografisine imza atan Amerikalı yazar Tad Szalca göre Papa, Türkiye'yi 1923'ten bu yana sürdürdüğü seküler İslam modeliyle övgüye değer bir ülke olarak görüyordu. Türkiye'nin kökten dinci rüzgarlara kapılmasının hayli çalkantılı bir bölge olan Orta Doğu'da Basra Körfezi'nden. Endonezya'ya ve hatta Çin'in Batı sınırlarına kadar siyasi dengeleri altüst edeceğine inanıyordu.

20 yıldır Vatikan'ın başında olan Polonya asıllı II Jean Paul için en önemlisi ise İslam ve Hıristiyanlığın olası bir çatışmadan arındırılmasıydı. Vatikan bunun iki din arasında ortak bir paydanın yakalanmasından geçtiğine yürekten inanıyor ve bunun tek yolu olarak da dinler arası diyalog ve hoşgörüyü öneriyordu. Ve Papa ile Gülen'in yolları burada kesişiyordu. Radikal İslam'ın Orta Doğu'daki görüntülerinden ürken Vatikan, Fethullah Gülen'in kimliğinde ılımlı İslam'a el uzatıyordu.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.