Fethullah Hoca'nın Aradığı İnsan
Fethullah Gülen Hoca, son yıllarda toplumumuza bir mesaj vermeye çalışıyor. Toplumun da bir çıkış yolu aradığını düşünürsek, insanlarımızın yeniden "hoşgörü"yü aradığını, hatta çağdaş bir Yunus Emre beklediğini tespit edersek, Fethullah Hoca'ya yönelen ilginin sebebini de biraz açıklamış oluruz...
Zaten, Fethullah Hoca da, Hz. İbrahim'in bir millet değerinde olduğunun vahyedildiğini hatırlatarak, çekirdeğinde millet değeri taşıyan bir insanın ortaya çıkıp toplumu dönüştürmesinden ve hoşgörü ortamının sağlanmasından söz ediyor... Bunu arzuluyor...
Fethullah Hoca da, sizin gibi, benim gibi bir insan... Hz. İbrahim de bir insandı. Hz. Muhammed de, "Kuru ekmek yiyen bir kadının oğlu" olduğunu söylemişti... Yunus Emre de insandı... Ama, bazı insanlar, ulaştıkları akıl ve kalp derecesine göre, bütün insanlığı kendi aklı ve kalbine sığdıracak ölçüde mesajlar verebiliyor. Bu mesajları veren insanlar hiç ölmüyor... Yaşıyorlar...
Ancak, kelimelerin anlamı değiştikçe, insanların akıl ve kalp gözleri de değişiyor. Kelimelere yüklenen anlamlar olumsuzsa, insanlar da olumsuz bir yöne gidebiliyor... Fethullah Hoca, kelimelerle, insanları hoşgörüye, birbirini sevmeye, doğayı korumaya, Türkiye'yi, Türk Dünyası'nı ve bütün dünyayı yemyeşil bir çehreye büründürmeye programlayacak bir insan arıyor... Kendisinin o insan olduğunu iddia etmiyor. Böyle bir bencillikten çok uzak...
Hoca, benim de özlem duyduğum bir tabloyu anlatıyordu... O tabloda, farklı fikirleri kavga sebebi değil, zenginlik olarak gören, Türk toplumunun ve Türk Dünyası'nın birliği ve dirliği için karşılıklı fikir alışverişinde, beyin fırtınasında bulunabilen aydınlardan söz ediyordu. Hangi fikirde olursa olsun, bu ülkenin yetiştirdiği aydınların bir hoşgörü zemininde buluşabileceğini söylüyordu....
Tabiî, ben algıladıklarımı yazıyorum... Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer ya, Fethullah Hoca da, büyük gürültülere yol açan son hoşgörü ödülleri toplantısının istenilen sonuca hemen ulaşılamayacağını gösterdiğini, olumlu-olumsuz tepkileri hiç hatırlatmadan ve toplantıdan hiç söz etmeden ima etti ama, "Ben yapmadıysam, siz yapın..." demek istercesine, aydınları birbirine doğru adım atmaya çağırdı...
Hoca'ya fikir gruplarının etrafında ekonomik çıkarlara dayanan yapılanmalar olduğunu hatırlatarak, çıkar odaklarının sözcüsü durumuna düşmüş insanların ayrı ayrı ürettiği fikirlerin, bir nehre nasıl akacağını sordum. Hoca, belirli grupların çıkarlarına hizmet edenlerle aynı zeminde buluşmanın güç olduğunu, ancak, fikirleri gerçekleştirmek için ekonomik yapılanma kuranları, ayrı tutmak gerektiğini; bu grupların aydınları arasında bir hoşgörü zemini kurulabileceğini, görevin de doğrudan bu insanlara düştüğünü söyledi...
Bu vesileyle belirteyim ki, bu ülkenin yetiştirdiği bütün aydınlara hoşgörü ile yaklaşmak benim de arzumdur... bu konuda, her türlü adımı atmaya hazırım.
- tarihinde hazırlandı.