O’nun Tabiatı Peygamberliğe Uygundu
O’nun tabiat ve seciyesi, zâhir ve bâtın duyguları, akıl ve muhâkemesi, peygamberlik vazifesiyle o denli münâsebet içindeydi ki, Hakk’tan gelen hiçbir mesaj, hiçbir ilham esintisi en küçük bir değişikliğe uğramadan, kırılmadan, O nurdan menşûrun mâhiyet-i nûrâniyesinde billûrlaşır, sonra da tenezzülât dalga boyunda gelir hedefine ulaşırdı.
Bu, en temiz kaynaktan fışkırıp akan ve gelip temizlerden temiz bir gönüle boşalan; sonra da en latîf, en nazîf, en fasîh bir lisanla beşerî idrâke göre seslendirilen her türüyle ilâhî mesaj, O’nun peygamberliğinin emâresi, risâletinin delîli olduğu gibi, yürüdüğü o çetrefilli yollarda da zâdı-zahîresi, ışığı-burağı ve hasımlarına karşı hücceti ve bürhanıydı: O, muhataplarına Hakk’ın mesajlarını sunarken, aynı zamanda peygamberliğini de haykırır ve elçiliğini ilân ederdi. Keza O, muhataplarının müşkillerini halledip ihtiyaçlarını karşılamada vahyin o sırlı, sihirli cevher hazînelerini kullandığı gibi, hasımlarını ilzâm edip susturmada da yine aynı elmas kılıcı istimâl ederdi.
- tarihinde hazırlandı.