Varlık Bir Aynadır
O, henüz hiçbir şey yokken böyle bir tek emirle, âyân-ı sâbiteye hâricî vücûd urbası giydirip onu değişik buudlarıyla izhar ve teşhir eylediği gibi, isterse her şeyi bir anda yok da edebilir.. evet "Bir kere var ol dedi, var oldu cihan/Olma derse mahvolur ol dem heman." Varlık, ezelde yok olduğundan, haricî vücûda yürürken O'nun sun'-u bedîiyle var olduğu gibi, vücûda erdikten sonraki varlığını da O'nun kayyûmiyetiyle sürdürdüğünden, ona "yok" denmesi onun izafîliğindendir ve bu telâkki doğrudur.. evet, her şeyin vücûdu O'ndandır ve her şey varlığını O'nun kayyûmiyetiyle devam ettirmektedir. Ancak, ezelden ebede kadar var olan O Ezel ve Ebed Sultanı, kendi ilim ve vücûdunun bir tecelli ya da bir gölgesinin gölgesini varlık şeklinde plânlayıp bizi ve bütün kâinatları bu büyük plânın birer parçası haline getirerek bizlere nefhettiği ilâhî bir ruhla, kendi bediî eserlerini, bir de, milyarlarca farklı aynalarda müşahede etmek istedi ve takdirlerini takdirlerimize emanet eyledi. İlmî vücûdlarımız itibarıyla mücmel ve mübhem bulunan "sen", "ben", "siz", "biz" ünvanlarına senlik ve benlik sıfatlarına; seçilme ve birbirinden ayrılma, başka başka mahiyetler alma ve mahiyetlerimizdeki cevherlerin hususiyetleri açısından kaderî plândaki istidatlarımıza göre kabiliyetler, kabiliyetlere göre hedefler ve o hedeflere ulaşmak konusunda meyelanlar ya da o meyelana tasarruflar bahşederek, bizi ve her şeyi ilim ve vücûd sıfatlarının yanında diğer sıfât-ı sübhaniyesiyle de serfirâz kılmıştır ki, bize ve bizim gibilere de, böyle mukadder, mukaddes bir mazhariyete râzı olmadan başka bir şey yakışmaz.
- tarihinde hazırlandı.