Tefrid’in Dereceleri

Birinci derecede bir tefrid yolcusu -ki bu, "tefrîdü'l-işâreti ile'l-Hakk" sözcükleriyle ifade edilegelmiştir- hedefe kilitlenmiş gibi hep O'nu arar, O'nu duymaya, O'nu hissetmeye çalışır ve O'nu görmeye koşar; koşar ama, ne kilitlenmenin keyfiyetini ne de hedefi yakalamak için gez-göz-arpacık mânâsına gelen enstrümanların hususiyetlerini düşünür. O, bir tabiîlik içinde her zaman bunları kullansa da, zihnî, hissî ve fikrî meşguliyeti sadece ve sadece hedef etrafında yoğunlaşmıştır; oturur-kalkar hep onu düşler. Evet o, bütün mülâhaza kabiliyetleriyle sürekli O'nunla irtibata geçmeye çalışır, O'na ulaşmak için çırpınır durur ve âdeta ömrünü hep bu tatlı rüyanın yamaçlarında geçirir.

Bu ölçüde hedefe kilitlenen bir hak yolcusu, hem teveccühünde hem muhabbetinde hem de müşahedesinde her zaman tefridin vâridâtını duyar; matlûbunda, mahbûbunda, meşhûdunda tam birlik neşvesine erer; erer de talebinde, aşk u muhabbetinde, şuhûdunda bütün benliği ile tevhide yönelir ve kalbî, hissî, şuûrî dağınıklıktan kurtularak kesrette vahdet kevserleri yudumlamaya başlar; başlar ve kasd u teveccüh mertebesinde sürekli bir iştiyak u ataş hisseder; muhabbet mertebesinde mahv u telef dalgaları arasında erir-gider; şuhûd zirvesinde de ağyardan bütün bütün sıyrılarak "bî kem u keyf" yâr harîmine mahrem olur.

İkinci derecede bir tefrid sâliki -ki bu da "tefrîdü'l-işâreti bi'l-Hakk" cümlesiyle özetlenmiştir- akdes ve mukaddes feyizlere mazhariyetini veya daha yerinde bir ifade ile "memerriyetini" -eğer mazhar olduğu lûtufları bizzat temsil ediyor vehmiyle fahre ve gurura girmezse- duyar ve sürekli hamd ü senâlar ile gerilir ki, bu makam, insan-ı kâmil olma esrarını ve Hazreti Hakk'a mükemmel bir ayna haline gelme mazhariyetini izhar makamıdır. Hassan b. Sâbit'in:

"Ben, bana ait sözlerle Hazreti Muhammed'i medh ü senâ etmedim; ben (O'nun nâm-ı celîlini sözlerime mevzû edinmekle) kendi ifadelerime O'nunla övünülebilirlik kazandırdım" mısraları bu vetîreye ait mülâhazaları seslendirir. Böyle bir lûtfu gürül gürül ifade edip haykırmak ise, "Şimdi gel Rabbi'nin nimetini yâd et ve haykır!" (Duhâ, 11) İlâhî fermanının gereğidir. İnsanlığın İftihar Tablosu'nun: "Ben, Hazreti Âdem evladının efendisiyim.. ben, mahşerde ilk haşredilecek olanım.. ilk şefaatçi ve şefaatına müsbet cevap alacak olan benim..." (Müslim, Fedâil 3; Ebû Dâvud, Sünnet 13) kabilinden şerefsudûr olmuş sözleri ve Ashâb-ı Kirâm efendilerimizin "tahdîs-i nimet" nev'inden bu tür beyanları, hep bu makama ait mazhariyeti ifade sadedinde söylenmiş iftihar televvünlü Hak ihsanlarını ilan soluklarıdır ki, aslında böyle bir mazhariyet, söz konusu marifet, muhabbet ve zevk-i rûhânî kahramanlarının irfan eşikleri sayılır.. bunun ötesindeki tefrid mertebesi ise, ikinci derecedeki tefrid sâliklerinin, marifet ufuklarına ait ayrı bir enginliğe bakar ve bize erişilmez bir aşkınlıktan gizli imalarda bulunur.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.