Yeryüzü barışı
Bir bayram daha sararmış fotoğraflar gibi hafızalarımıza kazındı; tekbirler eşliğinde, himmetler çerçevesinde. Kurban Bayramı’nı gönül fethine vesile sayan insanımız, paylaşma kültürünün en canlı misallerini verdi. Kah bu ülkenin fakir kalmış şehirlerinde, kah varlık içinde yokluk yaşayan gettolarda. Afrika’dan haberler okuduk. Ta oralara gitmiş kurban eti dağıtmışlar, renk ayrımını ayaklar altına alıp sarmaş dolaş olmuşlar. Güneş bir yere doğar da o ışıktan başka mekânlar mahrum kalır mı hiç? Dünyanın dört bir yanına koşmuş Anadolu insanı. Bir de ibadetin manasına vâkıf olmayan, bayramdaki paylaşımı bir türlü içine sindiremeyen kadim bir medya var bu ülkede. Onlar yine yapacağını yaptı, araya laf sokuşturdu; hatta bazı dinî vecibeleri sorgulamaya yeltenerek halkı rencide etti. Boşuna değil bunların düşüşü. Halktan, dinden, gelenekten, kültürden bu kadar kopuk olunca ne tiraj kalır ortada ne imaj. Oysa yeryüzü barışı bayramları anlamaktan geçiyor, onları değersizleştirmeye teşebbüs etmekten değil.
- tarihinde hazırlandı.