Fethullah Gülen ve Green Card Gerçekleri
"Sürekli oturum belgesi" niteliğindeki green card, Amerika'da geçici vize ile kalanların bir süre zarfı sonunda gerekli hukuki süreçleri yerine getirmeleri sonunda alabilecekleri bir karttır. Bu kart Amerika'da sorunsuz kalma imkanı sağlar ancak oy kullanma gibi haklar veren vatandaşlıkla ilgisi yoktur. Her yıl yapılan çekilişler sonucunda piyangoya katılanlara arasından ismi çıkanlara dağıtılın kart da budur.
Uzun bir süreç sonunda green card sahibi olabilen bir kişi, kartı aldığı tarihten sonraki beş yıllık sürenin yarısından fazlasını Amerika'da geçirme şartını yerine getirip, devlet yetkilileri tarafından yapılan temel ingilizce ve temel kültür sınavlarını da geçerse Amerikan vatandaşlığı için başvuruda bulunma hakkına sahip olur. Green card sahibi Amerikan vatandaşı olmadığı gibi buna mecburiyeti de yoktur. Nitekim bazı Türk vatandaşları "sürekli oturum belgesi" niteliğindeki green card sahibidir ancak beş yıl sonunda bu hakkı elde etmelerine rağmen vatandaşlık için başvuruda bulunmamıştır.
Amerika'da hali hazırda bulunan insanlar beş gruba ayrılır: Amerikan vatandaşları, green card sahipleri, göçmenler, geçici vizeliler ve kaçaklar. Amerika'da bunlar haricinde, bir kalma şekli ya da yolu söz konusu değildir.
Fethullah Gülen Amerika'ya ilk geldiğinde turist vizesine sahipti ve bu vize en çok altı ay kalmasına müsaade ediyordu. Doktorlarının tedavisi için daha uzun bir süre öngörmesi üzerine burada kalışını resmileştirecek bir yol arayışına gidildi, zira "hasta vizesi" ya da "Gülen vizesi" diye bir vize çeşidi yoktu.
Gülen emekli bir diyanet mensubu ve şüphesiz bir din adamı olduğu için en uygun ve akıllıca yol olarak, Amerika'ya gelen din adamlarına verilen "R" vizesine başvuruldu ve bu vize alındı. (R: "Din" kelimesinin ingilizce karşılığı olan "Religion"ın baş harfi) Gülen uzun süre bu vize ile kalışını sürdürdü.
Amerika'da yürürlükte bulunan kanunlar gereği, belli süre uzatmalar sonunda bu ve benzeri vize sahiplerinin karşısına üç legal ve bir de illegal ihtimal çıkıyordu. 1- Vizelerini değiştirmek, 2- Green card'a baş vurmak 3- Ülkelerine geri dönmek ya da "kaçak" olmak.
Burada yaşayan bazı Türklerin de sıkça denediği, "bir iş yerinde çalışıyormuş gibi" göstererek naylon süreçle vizeyi değiştirme yolu Gülen gibi saygın bir din adamına yakışacak alternatif olamazdı, tıpkı kaçaklık gibi. Gülen'in tedavisini yarıda bırakıp dönme imkanı da olmadığı için avukatları geriye kalan tek kanuni yol olan green card'a başvuruyu tercih etti.
Bu başvurudaki amaç "Amerika rüyası"na dayanan bir green card sahibi olma arzusu değildi. "Macera dolu Amerika"sı bir çatının altıdan ibaret olan Gülen'in ne Amerika'da yerleşme ne de Amerikan vatandaşlığı kazanma düşüncesi hayaline bile giremezdi. Bu sadece Amerika'daki kalışını kanunileştirme çabasıyla avukatlarının buldukları bir yoldan ibaretti. Eğer böyle bir niyeti olsaydı doksanlı yılların başında Amerika'ya geldiğinde bu işlemler çoktan yapılmış olurdu.
Amerikan hukuk sistemi, hükümetlere, Amerikan çıkarlarına uygun görünen kişilere çok kısa süre zarfında değil green card, vatandaşlık verme hakkını tanımaktadır. Eğer bazılarının iddiaları doğru olsaydı, Gülen halen sürekli oturum belgesini bekliyor olmazdı.
Hayatının 68 yılını Anadolu sevdasına adayan, köyünün bir avuç toprağını bütün Amerika'ya değişmeyececek olan bu adamı, Amerika hayranlığı ile itham edenlere ne anlatılabilirki? Onu gurbete mahkum eden sebeplerin sadece sağlık sorunları olmadığını hepimiz biliyoruz. Bir sürgüncesine onu memleketinden uzaklarda kalmaya mecbur edenlerin şımarık çığlıklarına da bilahare değineceğiz elbet.
Ilımlı İslam projeleri, Büyük Ortadoğu Planı, CIA ajanlığı gibi onlarca uçuk kelime yığını ile Fethullah Gülen'i Amerikan yanlısı göstermeye çalışanlar acaba şimdi ne hinlik düşünüyor? Değilmi ki Amerika, "yanlısına" bir kart olsun vermiyor işte!
"Kaynak"lara göre, son beş yılda sayısı milyonlara varan green card çekilişi başvurusunun yapıldığı Türkiye'de konuştuğumuz konuya bakın!
- tarihinde hazırlandı.