Gurbet Nedir Bilir mi O Menfâya Gitmeyen?

Osman Şimşek, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 11 yılı bulan gurbet hayatında hep 'ilk halka'da bulunmuş talihlilerden. Şimşek, yeni kitabı İbretlik Hatıralar'da bu yılların hatıralarını okurla paylaşıyor. Eser, Gülen'in ruh dünyasına bir ayna niteliğinde.

Bazı yazıları yazmak çok zordur. Nereden başlayacağınızı, neyi nasıl ifade edeceğinizi bilemezsiniz. Konunun hassasiyeti, meselenin ciddiyeti sizi, maksadı ifadeden aciz bırakır. "Cevher kadrini bilememe" endişesi ağır basar çoğu zaman. Diğer taraftan da "o konuyu" yazmış olmanın şerefi heyecanlandırır. Bu iki duygu arasında gelgitler yaşarsınız, kelimeleri tartarak yazarsınız.

Bir hayattan bahsedeceksiniz, adı "dava" olan. Bir hayattan bahsedeceksiniz, ızdırapla yoğrulan. Gözyaşlarıyla kıvam bulan bir hayattan; uykusuz geçen gecelerden, gözlerin altında biriken mor halkalardan, "çile"nin en belirgin renk olduğu bir simadan bahsedeceksiniz. "Neylersin..." serzenişlerine yer vereceksiniz. İnsanlığın derdiyle iki büklüm bir kâmetten söz açacaksınız. Ahşap duvarların, hasır zeminlerin ve topu topu yirmi metrekarelik bir odanın şahit olduğu iniltileri kayda geçireceksiniz. Seccade üzerinde kıvrım kıvrım sabahlayan bir "adam"ın halini resmedeceksiniz. "Dua"yı "dava"nın temeline yerleştiren bir gönül insanını anlatacaksınız. Semaya bir şeyler koparırcasına uzanmış elleri, bir kazan gibi kaynayan yüreği, sicim sicim akan gözyaşlarını sıralayacaksınız bir bir.

'O halka'dan feyiz almak

Bir hayattan bahsedeceksiniz; iman, ibadet, takva, yakîn, marifet, muhabbet, ihlâs, samimiyet, istikamet, aşk, iştiyak, iffet, ismet, fetanet, vefa, sadakat... ve daha nice imrenilesi hasletle örülmüş. Sevgi, hoşgörü, müsamaha, hasbilik bir kanaviçe gibi ilmek ilmek işlenmiş. Bir hayattan bahsedeceksiniz; kine, nefrete, düşmanlığa, dünyalık hesaplara, menfaatlere, alkışlara, takdirlere, riyaya, hasede, gıybete, su-i zanna tamamen kapanmış.

Hep veren ama hiç almayan bir sehâveti, eline geçen her şeyi başkalarıyla paylaşan bir keremi, "yaşatmak için yaşayan" bir diğerkâmlığı, unutulsa da unutmayan vefâyı, "himmeti milleti olan" bir ruh enginliğini anlatacaksınız. "Nergis bakışlar"ın ardındaki manayı kavramaya çalışacaksınız. Bütün bunları anlatmak için "anlamak" gerek. O dünyanın içinde, yanı başında olmak, o atmosferi solumak, o sofradan beslenmek gerek. Namaza o safta durmak, feyzi, bereketi "o halka"dan almak gerek. Göz göze, diz dize, gönül gönüle baştan aşağıya o boyayla boyanmak gerek. Bakışlardan, oturuştan, yürümeden, jestlerden, mimiklerden manalar çıkaracak bir "ehliyet"e sahip olmak gerek. Filler bilmez zücaciye dükkânındaki kristallerin değerini. "Cevher fürûşan" olmak gerekir bilmek için elmasın kıymetini.

İşte "anlayan" bahtiyarlardan değerli arkadaşım Osman Şimşek, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'yle on yılı bulan beraberliğinin hatıralarını paylaşmış bizlerle. Osman hocanın "Kırık Testi"sine sığmayan hakikatler sunulmuş bu vesileyle. Hocaefendi'nin ruh dünyasına bir ayna tutulmuş.

Maksat hatıra anlatmak değil elbet. Hele hatıralarla kendini anlatmak hiç değil. Her satırında samimiyet, içtenlik, ihlâs ve tevazu görünüyor bu hatıralar demetinin. Alabildiğine pürüzsüz, parlak ve tertemiz bir ayna. "Aziz dostlar, değerli arkadaşlar" gibi ifadelerle okuyanlar adeta o atmosferin bir parçası haline getirilmiş. Hocaefendi'yle ilgili "aktüaliteye" daha çok merak duyan insanlara Hocamızın gerçek gündemi, öncelikleri ve beklentileri anlatılmış.

Kulluk manifestosu

Kitaba eğer bir isim daha koymak mümkün olsaydı "Rabbani ve Kul Hocaefendi" demek mümkün olurdu. Kullukla alakalı her mevzuda Hocaefendi'nin hassasiyetini, meseleleri nasıl kılı kırk yararcasına ele aldığını, tevhid telakkisini, tevazuunu, irşad ve tebliğin kendisi için ne mana ifade ettiğini ve daha pek çok önemli meseleyi bu kitapta görmek mümkün. Hocaefendi'yle ilgili çok değerli eserler yazıldı. Akademik hüviyeti olan çalışmalar yapıldı. Biyografi türüne dâhil olabilecek kitaplar kaleme alındı. Ama onun kulluğunu, kullukta hassasiyetini öne çıkaran ve konusu sadece bu olan bir çalışma yapılmamıştı. Eser bu yönüyle de bir ilk ve önemli bir boşluğu dolduruyor.

Kul hakkı konusundaki duyarsızlığımız en önemli problemlerden biri olarak görülmüş ki, kitabın ilk sayfalarında bu konuya yer verilmiş. Hocaefendi, muhterem babasıyla ilgili bir hatırasını naklediyor: "Rahmetlik pederim, ömrünün ahirinde kansere yakalanmıştı. Hastalık aheste aheste metastaz olmuş ve her tarafını sarmıştı. Babam son anlarında zaman zaman kendinden geçmiş, sonra yeniden ayılmış. Bu bayılıp ayılma fasılları birbirini takip edip durmuş. Fakat ne zaman kıvrana kıvrana uyanır gibi olsa 'O ceketi sahibine verin!' diyormuş. O sözü söylerken tekrar bayılıyor, ayılınca yine aynı cümleyi tekrar ediyormuş. Meğer bir zaman yanımızda bazı işçiler çalışmış. İşi bitirip ayrılırlarken onlardan biri eski ceketini bizim samanlıkta unutmuş. İşte babama ölüm anında o ceketin hesabını soruyorlarmış. Neden o ceketi sahibine ulaştırmadın diye sıkıştırıyorlarmış. Demek bu hesap o kadar ağırmış ki, babam vefatından önce sürekli bunları tekrarlayıp durmuş."

Buna benzer, insanın "bamteli"ne dokunan hatıralarla örülü bir kulluk manifestosu var elimizde. Hocaefendi'nin evliliğe dair düşünceleri, "geceler"in kıymeti, kardeşlik ufku ve isar ruhu bu başlıklardan sadece birkaçı. Efendimiz'e olan saygısı, hadiselerin diline vukufiyeti, yetim geçen bayramlar, vatan hasreti, duanın gücü ve derisi yüzülen dil de mutlaka okunması gereken konular.

Beraat kararını nasıl karşıladı?

Hocaefendi'nin dünyasında "vefa"nın ne anlama geldiğini, Sahabe'ye nasıl saygı gösterilmesi gerektiğini bu kitaptan öğreniyoruz. Kimlerin hangi yanlışlarından dolayı "talebelik" hakkını yitirdiğini, 'zümrüt tepeler'e nasıl ulaşılacağını yine hatıraların ışığında anlıyoruz. Yıllar süren haksız davaların, idam taleplerinin ardından gelen beraat kararını Hocaefendi'nin nasıl karşıladığını ve ilk değerlendirmesinin ne olduğunu da bu kitaptan okuyoruz.

Sözün özü, ilk baskıları çabuk tükenen bu çeşmeden kana kana içmek, irfan deryasına yelken açmak gerekiyor. Böyle bir çalışmayı yaptığı için aziz dostum Osman Şimşek Beyefendi'ye en kalbî teşekkürlerimi arz ediyorum.

Bu Kitabı Satın Alın

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.