Hint Kökenli Alman Kızın Hüzünlü Anadolu Türküsü

Almanya yaklaşık 14 milyon, kökeni Alman olmayan vatandaşı ile tam bir göçmenler ülkesi.

Her renkten, her milletten insanın yaşama mücadelesi verdiği bir gurbet ülkesi Almanya.

Sadece bizler için değil Afrikalılar ve Asyalılar içinde öyle.

Bizim için söz konusu olan her problem, eminim onlar içinde var.

Problemlerin başında ise var olma, var olurken kendi gibi olma endişesi geliyor.

Almanya'nın ekonomik krizin bile önünde olarak, şu sıralar kafa patlattığı en önemli konu toplumsal ahenk.

Farklılıkları içinde ahenkli bir toplum sağlama adına her gayretin alkışlandığı ve devlet tarafından desteklendiği bir ülke Almanya.

En azından görebildiğim manzara bu.

Başlangıçta entegrasyon adına ortaya konulan uygulamalarda ki yanlışlıklar sebebi ile olsa gerek, entegrasyon kelimesi asimilasyon ile eş anlamlı olmuş.

Ve bir direnç başlamış.

Şu günlerde ki sihirli kelime ise birlikte yaşama.

Temel sorun birlikte yaşama kültürünün sağlıklı bir biçimde tesis edilememesi.

Endişeler hep gelecek nesiller odaklı.

Bir zamanlar Dünyanın Doğu- Batı diye kamplara ayrılmasının ve soğuk savaşın sembol diyarı Berlin şehri, artık nerde ise tam bir renkler ve diller mozaiği.

Almanya Berlin denince, soğuk savaş döneminin artık turistik bir değer olmanın ötesinde, nasıl aymazlıklarla dolu bir dünya kurulma saçmalığının resmi olan duvar akla geliyor.

Bir duvar yıkılırken daha büyüklerinin inşa sürecine yönelik tepkilerin bu kadar az ve cılız olması, duvar ustalarının hala ne kadar arzulu ve hâkim olduğunu anlatıyor.

Anlatılan hususların bize bu gün komik gelen yönlerinin o dönemin insanının hayatında nasıl bir gerçekliğe karşılık geldiğini yaşayan bilir.

Duvarların nasıl insanları ayırdığına dair destanlar çok dinledik.

Artık duvarların tamamının yıkıldığı yerine köprülerin inşa edildiği bir sürece girmek içinde gayret yine bizlere düşüyor.

Almanya da farklı dil, farklı renk, farklı din ve farklı kültürlerin Alman toplumu ile diyaloğu tek başına yeterli değil.

Bu farklılıkların birbirleri ile de diyalog köprüleri kurmaları çok ama çok önemli.

Bu mozaiği bir ebru ahengine dönüştürmenin adı diyalog ve eğitim.

Farklı tarzları olmalı bu diyalogun.

Nitekim Berlin de yaşayan ve yaşadığı topluma karşı sosyal sorumluluğunun ifadesi olarak eğitim çalışmaları yapan, bir Anadolu insanı girişimi olan TÜDESB adlı eğitim şirketi ve gönüllülerinin eğitim faaliyetleri ve organize ettiği Türkçe yarışması bu farklı tarzlardan birisi.

Almanya da yaklaşık 4 yıldan bu yana Academy isimli eğitim ve danışmanlık şirketinin yapmış olduğu bir dizi inanılması zor aktiviteler yanında, bir gelenek haline getirdiği Türkçe Olimpiyatları, Almanya Berlin yarı finaline TÜDESB'in katkıları ile daha bir anlamlı olmuş.

Berlin ve çevresinde yaklaşık 1500 kişinin sevgi dili Türkçe ile yarışmalarından yarı finale kalan 23 kişiyi izledikçe farklı duygulara kapılmamak elde değil.

Salonu dolduran kalabalığı kendi dilleri ve bayrakları ile selamlayan Yunan, Portekiz, İspanyol, Türk, Polonyalı küçüklerin açılışı ile başladı gecemiz.

Sonrasında Afrikalı Kamal Abdurrahman "Çanakkale Türküsü", yine bir Afrika kökenli delikanlı "Anadolu'dan geldik" parçası ile seslendi salonu dolduran gurbetçi olmayı aşmış Anadolu kökenli Almanlara.

Sonrasında Polonya kökenli bir Alman olan Ramona Negrea Sezen Aksu'nun "ben sende tutuklu kaldım" parçasını sıra dışı yorumu ile dinledik.

Ve Hint kökenli Thulasika Sathiaseelan "değmen benim gamlı yaslı gönlüme" adlı parçayı ifa ederken, kendi yuvalarından kopmuş, uzak diyarlarda var olma mücadelesi veren insanların, ortak hüzünlerinin terennümünü seslendiriyordu adeta.

Berlin de yaklaşık 1000 kişilik bir salonda Asyalı Afrikalı ve Avrupalı gençlerin ortak noktaları olan sevgi dili Türkçe ile yarı final heyecanı yaşadığı yarışma işte bu manzaralarla, finale şarkıda 4 şiirde 3 yarışmacıyı gönderdi.

Eminim 21 Mart da Frankfurt'ta yapılacak olan Final gecesinde bizi daha başka sürprizler bekliyordur.

Yarışmaya Alman Federal ve Eyalet Parlamentosundan milletvekili düzeyinde ilgisi, konuya Alman yetkililerinin verdiği önemi anlatma açısından önemli idi.

Türkçeyi bir sevda olarak sınırların ötesine taşıyanlar, bir dilin nasıl bir sevgi dili olabileceğini yaşayarak anlatıyorlar aslında.

Sahneden kendisine Türkçe öğreten abi ve ablalarına şükranlarını sunan ve Türkçe ile buluşan farklı gençliklerin bir arada oluşları, hem bizim hem de dünya adına ümit verici olsa gerek.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.