Hükümet dışı oluşumlar ve gönüllüler hareketi...

Sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde sivil toplum örgütlerinin ülke politikalarına, hatta bölge politikalarına daha da ileri gidelim dünya politikalarına yön verdiği bir gerçek.

Amerika'nın dünya üzerindeki etkinliğine baktığımızda ülke politikalarını üreten yönetim mekanizmasının arkasında ciddi bir sivil toplum örgütlenmesini görüyoruz.

Dünya çapında adından söz ettiren bu örgütlerin yönetimlere etki anlamında sadece Amerika'nın değil dünyanın değişik coğrafyalarında aktif olarak çalıştığını görmekteyiz. Hatta şu an dünyanın başını ağrıtan birçok meselenin, problemin kaynağı olarak bu sivil toplum örgütlerini görebiliriz.

Dünya literatüründe hükümet dışı örgütlenmeler olarak tanımlanan sivil toplum kuruluşlarının kendi misyonları çerçevesinde hükümet politikalarına etki etmelerinde teknik olarak bir mahsur yok.

İngilizce karşılığı Non-Governmental Organizations (NGO) olan ve sivil toplum örgütü görevi gören hükümet dışı yapıların dünya çapındaki etkisine örnek olabilecek yüzlerce konudan bahsedebiliriz.

Fakat buna yazı alanımız müsait olmadığı için biz Türkiye'deki NGO'lardan bahsedeceğiz. Türkiye'de son yıllarda demokrasinin gelişmesi için atılan adımların sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesine ve seslerini daha fazla çıkarmalarına olumlu katkı yaptığı çok açık.

Ülkemizde sivil toplumun gücünün her geçen biraz daha artması ve bu alanda nitelikli kurumların sayısının çoğalmasının Türkiye'nin aydınlık geleceğine büyük katkılar yapacağını söylemek gerekiyor.

Bana göre Cumhuriyet tarihinin en önemli olayları arasında sayılabilecek 12 Eylül Anayasa Referandum'u sürecinde NGO'ların yapıcı adımlarını yabana atmamak gerekiyor.

Siyasi partiler ve hükümet kendi kulvarında referandum sürecini yönetirken demokrasi yanlısı NGO'ların 'evet' cephesinde birleşmesi ve bana göre siyasilerden daha fazla efor sarf etmeleri sivil toplumun işlevini göstermesi açısından önemli.

Türkiye'de her alanda çalışan, hizmet eden veya düşüncelerini geniş kesimlere yaymak isteyen yüzlerce sivil toplum kuruluşu var.

Bu sivil toplum kuruluşları içerisinde adını sıkça duyduğumuz, bazı kesimler tarafından farklı adlandırılsa da dünya çapında 'Gülen Hareketi' olarak çalışmalarını sürdüren yapı Türkiye'de özellikle karanlık çevrelerle irtibatlı veya ilgili kişilerin adeta hedef tahtası haline geldi.

Dünyanın dört bir tarafında yürütülen eğitim çalışmaları otoriteler tarafından alkışlanan, adına üniversitelerde kürsüler kurulan, sempozyumlara, panellere konu olan bir hareketin ülkemizde her taşın altından çıkan ve hükümetle yarışan bir yapıymış gibi gösterilmesi büyük bir haksızlığı da beraberinde getiriyor.

Dünyanın dört bir tarafında Türkiye Bayrağı'nın dalgalanmasına vesile olan, Türkçe'nin bir dünya dili olması için canla başla çalışan ve dünya barışına aktif katkı sağlayan bir hareketin ülkemizde çeşitli çevrelerce yerden yere vurulması veya Türkiye'de yaşanan her hadisenin arkasında gösterilmesi bana bilinçli bir karalama çabası gibi geliyor.

Ülkemizde karanlıkların arkasına saklanmış ve Türkiye'nin menfaatine olmayan her türlü çalışmayı yürüten çevrelerin ülkemizde yaşanan her hadisenin arkasında Gülen Hareketi'ni gösterme çabası içerisinde olanların hangi odaklara hizmet ettikleri belli.

Esasında kendi açıklarını kapatmak veya hedef şaşırtmak için bu tür atraksiyonlara girdikleri çok açık. Türkiye'de Gülen Hareketi'ne dil uzatan veya karalayanlar özellikle belli medya grupları tarafından adeta kutsanıyor. Normal şartlarda ekrana çıkamayacak veya adı sanı duyulmayacak kişiler sırf bu hareketi karalıyor diye medyada kendine yer buluyor. Bu kişilerin Fethullah Gülen'in şahsında karalamaya çalıştıkları Gönüllüler Hareketi'yle ilgili konuşurken eleştiri haklarını kullandıklarını söylemeleri bana samimi gelmiyor. Çünkü artık Türkiye'de hemen herkes eleştiriyle iftira arasındaki ayrımı yapabiliyor. Allah'tan Türkiye'de insanlar eskisi gibi her esen rüzgarın peşinden koşmuyor. Ölçüyor, tartıyor, biçiyor ve doğrusu neyse onu öğrenmeye çalışıyor. Karanlık güçler, şer odakları ne söylerse söylesin halk neyin ne olduğunu çok iyi biliyor ve dolduruşa gelmiyor.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.