Londra'da Gülen Toplantısı
Gündem, teröre ve sınır ötesi bir operasyona kilitlenmesine rağmen, bir parantez açıp, geçen hafta İngiltere'nin başkenti Londra'daki tarihî bir toplantıya yer vermek istiyorum.
Parlamento binasında Lordlar Kamarası'nın salonlarından birinde başlayan ve London School of Economics (LSE) ve School of Oriental and African Studies (SOAS) gibi iki prestijli fakültede devam edilen bu üç günlük uluslararası akademik toplantıda, dünyanın farklı üniversitelerinden gelen tam 49 uzman tebliğ sundu. Konu; "İslâm Dünyasının Dönüşümü: Gülen Hareketinin Katkıları"... Uzmanların çoğu dünyanın pek çok ülkesindeki okulları, diyalog merkezlerini gezmiş, incelemiş insanlar. İçlerinde bizzat Sayın Gülen'le görüşenler de var.
Fethullah Gülen, son yirmi yılda ismi ülkemizde en fazla öne çıkan bir kanaat önderi. Eğitim ve diyalog faaliyetleriyle kuvvetlendirdiği kavramlar, içeride ve dışarıda derin tesirler meydana getirdi/getiriyor. Diyalog, sevgi, uzlaşma, hoşgörü, gönüllülük, düşmanlığa düşman olma, herkesi konumunda kabul etme, evrensel insanî değerlerde buluşma, paylaşma, muhabbet fedailiği, adanmışlık ruhu bu kavramlardan bazıları.
Tarih boyunca insanları hayra çağıran, iyilikle muameleye, kötülüklere mani olmaya davet eden bütün hareketler engellerle karşılaşmıştır. Kısaca "Gülen Hareketi" diye adlandırılan bu gönüllüler hareketi de, (Sayın Gülen, isminin bu kadar öne çıkarılmasından biliyorum rahatsız oluyor, fakat yaygınlaşan ve kabul gören en kısa tanımlama böyle) özellikle kendi ülkemizde bazı çevrelerce hâlâ tartışma konusu yapılıyor. İşte bu açıdan Londra'da, Gülen Hareketinin terörle bunalan dünyamızda bir çıkış yolu olarak mercek altına alınması, bir alternatif sunma gayreti, oldukça anlamlı ve önemlidir.
Katılanlardan üç uzmanın söylediklerini özetleyeyim:
Derby Üniversitesi'nden Prof. Paul Weller: "Terör eğilimi, ancak İslam'ın kendi içinden çıkan ve İslami terminolojiyi kullanan Fethullah Gülen Hocaefendi gibi isimlerin söylemleriyle tedavi edilebilir. Gülen, dünyayı radikal akımların yaptığı gibi Darülislâm ve Darülharp olarak ikiye bölmüyor, bütün bir dünyaya Darülhizmet olarak bakıyor. Gülen Hareketi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması durumunda çok daha etkin bir gruba dönüşecek, bu durumda Gülen'in fikrî önderliğini yaptığı Anadolu Müslümanlığı, Avrupa Müslüman kimliğinin oluşumunda etkin bir rol oynayabilecektir."
Shanthikumar Hettiarachchi: "Avrupa'da, Türkiye Müslümanlığı ile Güney Asya İslam'ının karşılaşmasından ortaya çıkacak sentezin Avrupalı Müslüman kimliğini belirlemesi kaçınılmaz. Bu sentez Avrupa'ya yeni bir ruh kazandıracaktır. Hırvatistan'la birlikte Türkiye'nin de katılmasıyla 27 ülkeye genişleyecek ve nüfusunun beşte birini Türk Müslümanların oluşturacağı bir AB'nin, Gülen Hareketi'nin sağladığı köprü kurma rolüne muazzam bir ihtiyacı var."
Prof. Richard Penaskovic: (Samuel Huntington'un artık tez olmaktan çıkmış, bir kehanete dönüşmüş Medeniyetler Çatışması söylemini özetledikten sonra) "Fethullah Gülen Hocaefendi, bu söylemin karşısına hoşgörü, dinler arası diyalog ve karşılık beklemeyen sevgi kelimeleriyle özetlenebilecek bir cevapla çıkmıştır. Huntington'un çatışma gördüğü yerde Gülen barış görür. Huntington'da ümitsizlik, Gülen'de ise ümit vardır."
İnsanlığın problemlerini analiz ve tahlil etmeye kafa yoranların, bu sahada sancı çekip emek harcayanların, insanlık adına yaptığı alkış, verdiği destek ve sahiplenme, adanmış ruhların daha iyi anlaşılmasına büyük hizmet edecektir. Londra toplantısının ve benzerlerinin bu açıdan sağladığı fayda her türlü takdirin üzerindedir.
- tarihinde hazırlandı.