28 Şubat'ı Amerika'da da Bitirmek...

"Hocam" dedim, "özlemişiz; nerelerdeydiniz bunca zamandır?" Prof. Mehmet Aydın güldü, "Ben de kendimi özlemişim" diye cevap verdi. Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Washington'da "Abant Platformu"nun, Johns Hopkins Üniversitesi'nin uluslar arası yüksek lisans ve doktora okulu SAIS'in işbirliğinde düzenlenen "İslam, Laiklik, Demokrasi: Türkiye Tecrübesi" başlıklı 7. toplantısında öyle bir konuşma yaptı ki, Francis Fukuyama'yı dinlemeye gelenler, onun ardından konuşan Prof. Mehmet Aydın ile -deyim yerindeyse- "irşad" oldular. Fukuyama, kimsenin aklında bir şey bırakmadı; Mehmet Aydın'ın konuşması ise, gün boyu yapılan konuşmalara ışık tuttu. Kendi payıma ben de, öğleden sonra oturumunda "Türk laikliği" bölümündeki kendi konuşmama başlarken, Mehmet Aydın'dan sonra konuşmanın zorluğunu teslim ederek söze başladım.

Devlet Bakanı Aydın, Türkiye'nin sahip olduğu kalburüstü aydınlardan. Edinburgh Üniversitesi'nde yaptığı felsefe doktorası, ona yer yer "İskoç aksanı" ile konuştuğu bir İngilizce kazandırmış. Bunca uluslararası toplantıda, yıllar içinde cumhurbaşkanları, başbakanlar dahil sayısız Türk yetkili dinledim; Kemal Derviş -o da Abant Platformu'nun ikinci gün konuşmacısıydı- hariç tutulursa, Prof. Mehmet Aydın kadar akıcı ve zengin bir İngilizce kullananına rastlamadım.

"İslam ve demokrasi" ve her ikisine ilişkin Osmanlı tarihinden getirdiği Türkiye tecrübesi gibi çetrefil bir konuda, İslam düşünürlerinden alıntılar yaparak öyle etkili ve çarpıcı bir konuşma yaptı ki; konuşmanın "akademik kalitesi" kendiliğinden "ikna edici bir siyasi mesaj" vermiş oluyordu. Salonda, Amerikan Dışişleri'nin ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Türkiye ile ilgili yetkilileri, harıl harıl not tutuyorlardı. Tanıdık bazıları gelip, Prof. Mehmet Aydın'ın geçmişini, özelliklerini bana sordular. Etkilenmişlerdi.

Amerikalılar üzerinde yarattığı bu etkiyi de gözleyerek, kendisini içtenlikle kutladıktan sonra, "Siz, Tayyip Erdoğan hükümetinin elinde dış dünya için en büyük kozlardan birisiniz. Bunun yeterince böyle değerlendirildiğinden ise emin değilim" dedim.

Gerçekten, "Türkiye'nin kültürel kimliği", "rejiminin karakteri", Müslümanlığı ile de demokrasisi arasında irtibatlar vs. gibi konularda, özellikle Türkiye'nin Batılı muhataplarını Prof. Mehmet Aydın'dan daha etkileyici bir hükümet mensubu tasavvur edemiyorum. Üstelik, "Devlet Bakanı" sıfatı, ağzından çıkan her "akademik tespit"e, bir de "siyasi ağırlık" kazandırıyor.

"Abant Platformu"nun Washington toplantısına, daha önce söz konusu olmuş olmasına rağmen, bakan düzeyinde bir Amerikalının katılmaması dikkat çekti. Oysa, orada hem bir Türk bakan ve hem de Amerika'nın doğrudan ilgi alanında bulunan konuların tartışılması vardı. Hadi, Amerikalılar bir yana, bazı "Türk resmi çevreleri"nin toplantıyı güçsüz kılmak amacıyla yoğun gayret içine girdikleri ve telkinde bulundukları bilgisi kulağımıza ulaştı.

Türkiye'ye Genelkurmay İkinci Başkanı'nın bir süre önceki Washington ziyaretinden yansıyan "ılımlı İslam" polemikleri ve bir de bunun üzerine gelen Colin Powell'ın Türkiye'nin bazı mahfillerinde yanlış anlamalara zemin teşkil eden "İslam cumhuriyeti" sözlerinden sonra, "resmi Amerika"nın en üst düzeylerde görüntü vermemek istemesini anlayabiliyoruz. "Amerika, Türkiye'de ılımlı İslam'ı destekliyor; Fethullahçılara destek veriyor" gibisinden polemiklere gerekçe vermemek istemiş olabilirler.

Türkiye'deki "28 Şubat ikliminin artık dağıldığı" haberlerinin; Amerika'daki bazı Türk yetkililere ulaşmamış olmasından, o bazı Türk yetkililerin de olumsuz gayretlerinin gerekçesi de anlaşılabiliyor. Ama, "Washington'daki Abant Platformu", hem ilgi, hem katılım düzeyi ve en önemlisi konuşmaların ve tartışmaların içeriği açısından çok tatminkar ve kaliteliydi. CHP'nin "gayrımemnun sosyal demokratı" Kemal Derviş'in katılıp konuşma yapması ise önemli bir "renk" oluşturdu. "Abant Platformu"nun ilham kaynağı, Fethullah Gülen'in yıllarca didindiği "hoşgörü kültürü ve ortamı"nın yaygınlaşması açısından ayrıca anlamlıydı.

Kim ne kadar farkındaydı bilemiyorum ama "Washington'daki Abant Platformu"nun kendiliğinden verdiği "mesaj" ve sonucu, "28 Şubat'ı Amerika'da da bitirmek" oldu.

"Washington'daki Abant Platformu"nda karşılaştığım Amerikalı yetkililerle, Amerika'nın Kıbrıs konusundaki girişimleri konusunda elbette konuştum. "Amerika ve Kıbrıs" konusuna yarınki yazıda girelim...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.