Gurur Kaynağımız Okullar

Türkiye'de, ne yazık ki, peşin fikirli davranmaktan; kendimiz gibi düşünmeyenleri potansiyel suçlu ilan etmekten; hiçbir delile dayanmadan mahkum etmekten; hiçbir araştırma yapma ihtiyacı duymaksızın, kişiler ve kurumlar hakkında karar vermekten; bir türlü vazgeçilemiyor.

İşin en acı ve tehlikeli yanı ise, medyanın bir kesiminin bu konudaki tek taraflı, kasıtlı haysiyetleri hiçe sayan yayınlarıdır.

Neticede de, bir türlü gerçek demokrasiyi geçemeyen; demokrasi ile yönetilmeyen ülkeler değil, belirli güç odaklarının etkili ve yetkili olduğu; fuluğ kavramlara dayanılarak milli ve manevi değerlere sahip insanların horlandığı, fişlendiği, en tabii hürriyetlerinin kısıtlandığı; yargıyı politize etme gayretlerinin doruğa çıktığı bir ortamda yaşamak zorunda kalmaktayız.

Son günlerde, yine yurtdışındaki okullarımız gündeme getirildi. Haksız suçlamalar yapıldı. (Halbuki, zahmet edip, bu okullara bir gidilse, yapılan hizmetin kalitesi görülse ve özellikle Türkiye'ye sağladığı yararlar tespit edilse, bu tür beyanların ne kadar hatalı olduğu idrak edilirdi.)

Ne yazık ki, medyanın bir kesimi, yine aynı yanlış tutumunu sergiledi. Söylenenleri abarttı. Bir baskı havası doğurmak istedi. Özellikle, bu konuda tarafsız bir tutum sergileyen Sayın Ecevit'i hedef aldı. Hoş olmayan manşetler kullandı. Bu okulların, Türkiye'nin dış politikası açısından ne muazzam hizmetler yaptığını görmezlikten geldi. Batı'nın, asırlardır bu tür okullar kanalı ile ne tür hedeflere ulaştığını es geçti.

Söz konusu okulları görüp de, hayran olmamak, bu büyük hizmeti takdir etmemek, bunu sağlayanlara teşekkür etmemek mümkün değildir. Zira, bu okullar en modern ve kaliteli eğitimin verildiği; her ana babanın evladını okutmak için can attığı; bilgisayardan mükemmel laboratuarlarına kadar her türlü donanıma sahip; eğitim kurumlarıdır.

Burada eğitim gören öğrencilerin, yüzde 80'ine yakını, başka milletlerin ve dinlerin mensubudur. (Herhangi bir din eğitimi de yapılmamaktadır.)

Tam anlamı ile bir Türk gibi, Türkiye sempatizanı olarak yetişmektedirler. Her sabah, "İstiklal Marşı" ve "Gençlik Andı" ile derse başlamaktadırlar. Atatürk'ü bizim evlatlarımız kadar tanımakta ve sevmektedirler.

Ve inşallah, belirli görevlere geldiklerinde, hepsi birer Türkiye dostu olarak hizmet verecekler, 21. asrın Türk asrı olmasında bize destek olacaklardır.

Bu okulların sayısının çoğalması, etkinliğinin artması, herkesi mutlu etmelidir. Zira, geleceğe yönelik en büyük yatırımı gerçekleştirmektedirler. (Öğrencilerin büyük kısmı, o ülkelerin en üst düzeylerinin çocuklarıdır. Bu açıdan daha şimdiden, Türkiye'ye yarar sağlanmış olmaktadır.)

Okullarda görev yapan öğretmenlerin hepsi, pırıl pırıl, idealist, en önemli üniversitelerden mezun, gayet iyi yabancı dil ve bilgisayara vakıf, her halleriyle örnek olan kişilerdir. (Oradaki büyükelçiliklerin en büyük yardımcısıdırlar. Özellikle, ülkenin dilini çok iyi öğrenmiş oldukları için ve ülkeyi de tanımaları sebebiyle, her türlü ticari ilişkide, büyük hizmetler verebilirler ve vermektedirler de. Gelen Türk işadamlarına -talep halinde hiçbir karşılık beklemeden mihmandarlık yapmaktadırlar. Ülkenin şartlarını öğretmekte, aldatılmalarını da önlemektedirler.)

Ben, her gittiğim ülkede, özellikle bu okulları da ziyaret etmekten çok zevk aldım, gurur duydum. (Bugüne kadar, Moskova, Ukrayna-Kiev, Kırım, Bükreş, Arnavutluk-Tiran, Endonezya-Jakarta, Türkmenistan, Kırgızistan, vb. birçok okulu ziyaret ettim.)

Nereye gitsem, o şehrin ve ülkenin yetkilileri, okullarımızdan sitayişle bahsettiler. Kendi yakınları için yardımcı olmamı rica ettiler. (Şüphesiz bir imtihan sistemi uygulandığı için, bu tür taleplerde yardımcı olmam mümkün olamazdı.

Türkmenistan ve Kırgısiztan devlet başkanlarının sitayişkâr sözlerine şahit oldum. Moskova Belediye Başkanı Luckov'un, (beraber olduğumuz İzmirli işadamları şahittir), mutlaka ikinci ve üçüncü okul açılması için, nasıl baskı yaptığını gördüm.

Endonezya'ya giden iş adamlarımıza nasıl yardımcı olunduğunu, o nemli iklimde ne kadar temiz, pırıl pırıl bir eğitim yuvasının gerçekleştiğini görerek, gurur duydum. Bükreş Belediye Başkanı, sayının artması için beni ricacı yaptı. Kiev'de, çocuğu okulda okuyan bir anne, (Anneler Birliği Başkanı) ağlayarak, elimi öptü, teşekkür etti. Sayın Demirel'e de teşekkür imkânı sağlamam için yalvardı.

Yazacak çok şey var. Tümü lehte. Her ülke, daha fazla açılması, vs. dahil elinden gelen tüm desteği veriyor. Ve bu okullar, hızlı 21. asrın lider Türkiye'sinin temellerini inşa ediyorlar.

Lütfen şartlanmış olarak fikir beyan etmeyelim. Kendimizden başkalarının da ülkesini sevdiğini, bizden çok daha fazla çalıştığını kabul edelim. (Eğer, bu okullar olmasaydı, İran ve Suudi Arabistan, Türk dünyasını tümü ile kendi yanına çekmiş olacaktı.)

Kendi adıma, bu gurur tablosunu er yerde dile getirmekten, yazmaktan ve elimden gelen desteği vermekten onur duyuyorum.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.