Bir Fethullah Gülen Hareketi Eleştirisi
Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Fethullah Gülen Hareketi'nin gönüllüleri bugün iki değişim dinamiğini birlikte yaşıyor.
- Kültürel olarak müthiş bir genişleme ve zenginleşme gerçekleşiyor.
- Eskisine oranla çok daha fazla politize oluyorlar.
Benim 1997'deki Özbekistan ve Türkmenistan'daki 'Türk Okulları' gezim sırasında gözlemlediğim; okumaya, öğrenmeye ve öğretmeye hevesli, özellikle Türk dünyasını merkeze almış bir çaba idi. Bu politik olarak sadece 'dolaylı bir milliyetçilik'i ön plana çıkartıyordu.
Hareketin gelişmesi, tesir alanının genişlemesi ve geçen yıllar farklı bir profil üretmeye başlamış. Geçen hafta Avrupa'daki Türk Okulları'nı gezim sırasında bu profili gözlemlemeye çalıştım.
Görüp tanıdığım gönüllülerin büyük çoğunluğu hayatlarının 4'er, 5'er yıllık bölümlerini Asya, Afrika, Amerika ve Avrupa'da farklı yerlerde geçirmiş.
Bunun sağlayacağı kültürel zenginliği, tahmin edebilirsiniz.
Bir kaç dil konuşan, çok farklı kültürlere vakıf, değişik dinler ve gelenekler konusundaki toleransı yüksek figürler ortaya çıkmış.
Ancak daha önemlisi, bu gönüllülerden sonra yetişen genç kuşak. Yani bir kaç kıta gezmiş gönüllülerin, çok kültürlü çocukları.
Bir kısmı karma evliliklerden doğmuş bu melez çocuklar; çok dilli, çok kültürlü yetişiyorlar. Onları birbirlerine bağlayan ise 'iman' ve 'Cemaat'.
Daha önce Türkiye'de sadece Dışişleri mensuplarının çocuklarının yaşadığına benzer bir hayatla yetişen, onlardan farkı dindarlıkları olan bir genç kuşakla karşı karşıyayız.
Bu modern dervişler, dünyaya İslam'ı, Türkiye'yi ve Türkçe'yi anlatıyor.
Öte yandan, benim olumsuz bir gelişme olarak tanımladığım, dilde bir politikleşmenin de örneklerini görüyoruz.
Siyasi partilere eşit uzaklıklarda durmaya gayret eden hareketin mensuplarının bir kısmı, gündelik konuşmalarında 'dinsel'den çok, 'politik' bir dil kullanabiliyor.
Bu dil siyasi parti düzeyinde olmasa da, yer yer dinsel'den çok politik bir tutuma işaret ediyor.
Bunun çeşitli sebepleri var elbette.
Bu sebeplerden biri, Türkiye içindeki politik kutuplaşma ortamında Fethullah Gülen Hareketi'nin, her ne sebeple olursa olsun kutuplaşmanın bir yanında yer almış olması ise...
Öteki de, gönüllülerin, hareketin politikleşen çeşitli medyalarından beslenmesi.
Türkiye'deki cemaat medyalarının politikleşmesinin, gönüllülerin bir kısımının dilini de politikleştirdiği açık.
Bir başka sebep ise, eğitim faaliyetleri sırasında 'dinsel eğitim' ve içerikten uzak duran veya durmak zorunda kalan gönüllülerin bu boşluğu 'politik dil' ile doldurması.
Bu ikili değişim dinamiği, yani dünyaya açılmanın neden olduğu 'Kültürel Zenginlik' ile, Türkiye'deki medyalardan beslenen 'politikleşme'; Fethullah Gülen Hareketi'nin git gide dünyaya yönelik daha fazla 'kültürel demokratik' bir karakter kazanmasına (olumlu), ama aynı oranda da Türkiye bazında bir 'politik hareket' karakterine dönüşmesine (olumsuz) neden olabilir.
Şimdi benim kafamdaki sorunun, hareketin ileri gelenlerinin de zihnini meşgul ettiğini düşünüyorum.
Türkiye'deki değişim sürecine destek veren hareket, bu desteğinin bedelini, muhaliflerinin beklendiği gibi 'dindarlaşarak' ve 'dindarlaştırarak' değil, politikleşerek ödeyebilir mi?
Bu değişim, cemaatin manevi zenginlik niteliğine zarar verir mi?
Sanırım Türkiye 'normalleşirken', kendilerine göre 'şartlar yüzünden mecburen' politikleşen Fethullah Gülen Hareketi'nin de 'politikleşme' sürecinden çıkmaya çalışmasını bekleyebiliriz.
Aksi takdirde, Türkiye içinde etki alanı seçmen rakamının yüzde 10'una yaklaşmış bir hareketin, "Cemaat" kimliğinden 'Sivil Toplum Örgütü' kimliğine dönüşümünü, bu ölçekte bir sivil toplum örgütünün ise, dünyevileştiği oranda kaçınılmaz olarak "politik güç"e dönüşmesi, dönüşmeye zorlanması beklenir.
Sanırım önümüzdeki dönem, Fethullah Gülen Hareketi'nin genişler ve kültürel olarak daha çok zenginleşirken, dar politik dilden nasıl uzak durabileceğini araştıracağı bir dönem olacaktır.
Fethullah Gülen'in dinsel kimliği ve entelektüel müktesabatı bu denklemi yazabiliyordu.
Ama, laikleşme arzusunu totaliter bir şekilde tepeden indirmeye çalışan 28 Şubat sürecinin, Fethullah Gülen Hareketi'ni de politikleştirdiği gerçeği ile de yüzleşmek zorundayız.
28 Şubat şartlarının kalkması, hareketin tekrar asli üslubuna dönmesine imkan tanıyabilir mi?
Sanırım yeterli olmaz. Cemaatin de, dildeki dar ve reaksiyoner politikleşmeden kurtulabilmesi için güçlü bir irade göstermesi gerekebilir.
Bu iradenin ipuçlarını Fethullah Gülen Beyefendi'nin konuşmalarında görebiliyoruz.
...
Eleştiri ile başladık. Fethullah Gülen Hareketi'ni anlama çalışmasına devam edeceğiz.
- tarihinde hazırlandı.