Türkiye'nin İslam Avantajı
Zaman zaman benden de görüş alıyorlar. Ben ilke olarak bu tartışmayı yararlı buluyorum. Çünkü en başta halkı Müslüman bir ülke olsa da, Türkiye'de İslam konusunda dehşet verici boyutlarda bilgisizlik var. Üstelik bu bilgisizlik "aydın kesimler" ve üniversite çevresi için dahi söz konusu. Bu türden tartışma ve yayınlar insanların İslamiyet hakkında daha doğru ve daha çok bilgi sahibi olmalarına yol açıyor. Bir başka nokta, artık Türkiye'nin daha ciddi seviyelerde İslam'la yüzleşmesi gerekir.
Bazı kesimler ısrarla kullanıyor olsa bile "İslam'da reform" kavramının külliyen boş ve saçma olduğunu artık geniş bir kitle biliyor. İslam'ın özünde değişikliği gerektirecek bir bozulma yok. Kur'an, sünnet ve diğer kaynaklar herkesin önünde. Gücü yetenler bunları okuyabilir, yorumlayabilir. Tek şart her şeyin asl'a ve belli meşru bir usule göre yapılmasıdır. Sorunumuz doğru tefsir ve ihtiyaçlara cevap veren içtihattır. Bu açıdan belki bazı önemli konularda Müslümanların dinî anlayış ve telakkilerinin değişmesi gerekir. 19. yüzyılın ikinci yarısından bu yana devam ede gelen ıslahat, tecdid ve ihya hareketleri zaten bu amaca yönelmiş bulunmaktadır. Ve bu alanda da çok değerli çalışmalar yapılmış, elan yapılmaya devam ediliyor.
Ancak bu da yeterli değildir. Eğer modern zamanlarda İslam ile modern dünya arasında doğru bir ilişki kurulacaksa, bunun için İslam'ın önce kendi tarihiyle, sonra modern dünya ile yüzleşmesi gerekir. Bazı yöneticiler veya etkili ve yetkili çevreler, İslam ile demokrasi arasında bir uyum sağlayıp "Türkiye'yi Ortadoğu'ya ve İslam dünyasına model bir ülke" olarak sunacaklarsa, bu konuda da iki adıma ihtiyaç var: Bu adımlardan ilki, Türkiye'de yıllardan beri İslamî duyarlılığa sahip geniş kitlelerin üzerindeki baskının kalkması lazım. Devlet her şeyi politize etmiş ve her Müslüman'a veya İslamî gruba "potansiyel suçlu" gözüyle bakar hale gelmiştir. Baskının kalkması, sadece dinî kimliklerini ve yaşama biçimlerini ciddiye alan kesimler için değil, herkes için gerekli ve zaruridir. Bunun da bugünkü ifadesi ülkenin en geniş kapsamda demokratikleşmesi demektir.
Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, insanların temel hak ve özgürlükleri, kendilerini ifade ve temsil etme talepleri tam güvence altına alınmadıkça, ne İslamî alanda herhangi bir gelişme olur ne de sosyal ve iktisadî alanda. İslamiyet'in sahiden demokrasi, laiklik ve başka konularla ilişkisinin ne olduğunu anlayabilmemiz için açık ve özgür bir ortamda herkesin görüşünü serbestçe ifade etmesi, tartışması, muhalif düşüncelerini orta yere koyabilme ve savunma hakkına sahip olması gerekir. 312 gibi bir madde durdukça kim böyle bir teşebbüse yeltenebilir?
İkinci önemli nokta, Türkiye, "din eğitimi" konusunda müthiş bir gerileme içinde bulunuyor. 15 yaşından küçük çocukların herhangi bir yerde Kur'an öğrenmeleri bile yasaklanmış. İmam hatip okullarının neredeyse kapatılma noktasına getirilmesinden ve ilahiyat fakülteleri üzerinde görünür ve görünmez baskıların kurulmasından sonra, artık İslamî ilimler, İslam düşüncesi ve İslam'ın modern dünyadaki yeri konularında araştırma yapacak, eser yazacak, uluslararası platformlarda söz sahibi olacak adam yetiştirmek büsbütün hayal oldu. Başta İran olmak üzere, Mısır, Suudi Arabistan, Malezya ve diğer ülkeler bu alanda olağanüstü faaliyetler gösteriyorlar. Bizde ise bazı çevreler, dini sadece kamusal hayattan değil, güçleri yetse zihinlerden bile kazıyıp silmeye çalışacaklar.
Böylesine ağır ve bunaltıcı bir baskı ortamında nasıl iyi bilim adamı, araştırmacı, düşünür veya yazar yetişir? Fethullah Gülen Hoca dahi taciz ve baskıya maruz kalıyor. İslam ve modern dünya konularında yeterli sayıda ve formasyonda elemanı olmayan Türkiye, hangi potansiyel ve aktif güçlerle diğer ülkelerle yarışa girecek ve "model ülke" olacak?
Böyle bir şey mümkün mü? Değil. Uluslararası kayıtlarda, medyada, insan hakları raporlarında "Türkiye'de din baskı altında" diye ifadeler yer aldıkça bu hiç mümkün olmaz.
Tabii ki İslam Türkiye'nin en büyük avantajıdır. Ama bu avantaj için herkesi kapsayacak şekilde daha çok özgürlük ve daha çok demokrasi gerekir.
- tarihinde hazırlandı.