Osmanlıca İngilizceden Daha Önemli
Çek Cumhuriyeti'nde, 130 senelik ve dünyanın yaklaşık 100 ülkesinde bulunan ve bulunduğu yerlerin de elitine hitap eden bir dil okulunda Türkçe dersleri veren Gül Hanım, hatıralarında şöyle diyor: Martina isimli bir öğrencim vardı.
Kendisi bir ateist olmasına rağmen, İslamî ilimler, İslam tarihi, İslam felsefesi mevzuunda birçok Müslüman'dan daha çok malumata sahip... On civarında dili iyi seviyede biliyor ve hâkim... Cambridge'te sanat, Sorbonne'da tarih masteri yapmış... Şu anda da uluslararası büyük bir şirkette yönetici olarak çalışıyor ve bununla beraber iki üniversiteye de devam ediyor. Çok az uyuduğunu söyleyen bu Türkçe dersi öğrencim, Osmanlı hakkında, tarihimiz ve edebiyatımız mevzuunda da ciddi araştırmalar yapıyor. İlk günlerde onu çok iyi tanımıyordum. Bir gün kendisine neden Türkçe dersleri aldığını sordum. Martina, "Ben sadece Türkçe dersi almıyorum. Bir profesörden hem Farsça, hem de Arapça dersleri alıyorum. Esas hedefim Osmanlıca öğrenmek. Osmanlıcayı iyice anlayabilmek için Arapça, Farsça ve Türkçeyi iyi bilmem gerekiyor. Osmanlıca bana göre İngilizceden daha önemli... Osmanlıcayı çok iyi anlayabilmem için bu dile çok iyi hâkim olmam gerektiğini düşünüyorum." dedi. Onun bu cevabı gerçekten beni çok şaşırttı...
Çek Cumhuriyeti, dünyanın Estonya'dan sonra ikinci büyük ateist ülkesi. Resepsiyonda bir gün yeni tanışacağım bir öğrencim için bekliyordum. İsmi Katka idi... Asansörden sima ve tip olarak Çekli ama tesettürlü biri çıktı ve yanıma yaklaşıp "Gül Hanım siz misiniz?" diye sordu. O da, ben de şaşkınlık içindeydik!.. Söze o başlayıp, "Biliyorum, sen de benim gibi şaşırdın. Katka'yı beklerken böyle ateist bir ülkede bir Çekli olarak karşında Çekli bir Müslüman gördün!.." dedi. Gözlerim yaşla doldu... Çok samimi idi... Üç sene sonra bizimle beraber diyalog faaliyetlerine katılan Katka şimdi şöyle diyor: "Bizler sadece Müslüman olmuştuk. İslam'ı, diyalog adına insanlarımıza doğru olarak hiç anlatmamıştık. Ama sizlerin yani Gönüllüler Hareketi'nin içinde her inanca saygıyla yaklaşıp, kendimizi de İslamiyet'i de güzel anlatma ve ifade etme imkânı bulduk. Bu yapılanları ülkem Çek Cumhuriyeti adına çok önemli buluyorum."
Yine Çekli bir öğrencimle İslam'ın imajı üzerinde konuşurken, "Ülkemizde Müslümanların iyi bir imajı yok. Sizin hakkınızda insanlarımız önyargılı... Medya da bazı şeyleri körüklüyor. Ben İslam tarihi üzerine master yaptım, fakir İslam ülkelerinin kalkınması için tez çalışmam var. Ama buradaki siz Gönüllüler Hareketi'ni tanıyınca pek çok kanaatim değişti. Ben Suriye'den Fas'a kadar bütün İslâm ülkelerini gezdim, sizlerin güzel yaklaşımları kadar hiçbir yerde böyle bir şeyle karşılaşmadım." dedi.
Ayrıca buradaki Meridian International School öğrencilerimizin Moldovalı Hıristiyan bir velisi, okulumuzun öğretmenleri için, bir ziyaret sırasında şunları söyledi: "Çek Cumhuriyeti'nde çocuklarımı bekleyen çok problem var. Etik problemler, saygıdan uzak hayat anlayışı ve kötü alışkanlıklar. Ama Tanrı'ya şükür, çocuklarımızın ve bizim hayatımızda Kasım Bey gibi öğretmenler var... Onlar çocuklarımı bu kötülüklerden koruyorlar..."
Şimdilik Çek Cumhuriyeti'nden bu kadar...
- tarihinde hazırlandı.