Andıç Tartışmasında Esastan Uzaklaşılıyor!..

Genelkurmay'da gazeteler ve gazetecilerle ilgili yapılmış olan değerlendirmelerin medyaya yansımasının ardından konu kimileri tarafından "Andıç" kimilerince ise "bilgi notu" olarak değerlendirildi. Aslında olayın andıç ya da bilgi notu olmasının ötesinde bir anlamı vardı. Belli ki, Genelkurmay bazı gazete ve gazetecileri tehlikeli ve güvenilmez olarak nitelendiriyordu. Bu noktada tartışmada iki taraf oluştu. Bir taraf olayın büyütülmemesi gerektiğini, her kurumun medya ya da başka kurumlarla ilgili birtakım bilgi notları tutabileceğini söylerken karşı taraf da olayın bir bilgi notu olmanın ötesinde anlamı olduğunu, çünkü Genelkurmay tarafından bazı gazeteciler bu bilgiler dahilinde toplantılara çağrılmıyor, Genelkurmay'ın bahçesinden içeri girmelerine izin verilmiyordu. Böyle olunca ortaya sanki bir yargısız infaz görüntüsü çıkıyordu. Bunun da demokrasiye aykırı olduğu belirtiliyordu.

Denebilir ki, böyle bir not basına sızmamış olsaydı demokrasinin tıkır tıkır işlediğini mi düşünecektik? Hatta, böyle bir bilgi notu hiç olmasaydı da bazı gazete ve gazetecilere uygulanan yasak devam ediyor olsaydı netice değişir miydi?

Tüm bu sorular bugün gelinen noktada olayın özünden nasıl uzaklaşıldığını açıkça gösteriyor.

Aslında belki tartışmalar "Andıç"ın demokratik olup olmadığı etrafında kalsaydı da bugün gelinen noktada olduğu gibi işin suyu çıkartılmasaydı.

Tartışmalar unutulmaya terkedildiği bir noktada "Andıç"ın çalındığı açıklandı. Belli ki birileri bu bilgi notunu bulunduğu yerden almışlar/çalmışlar ve basına sızdırmışlardı.. "Kimler olabilir?" sorusunun cevabı ortada kalmıştı.. Daha sonra bu sorunun cevabı verilmeye çalışıldı.. Medyaya yansıyan haberlere göre basınla ilgili andıç Genelkurmay'dan çalındıktan sonra Amerika'ya servis yapıldığı ve Utah eyaletindeki bilmem hangi teşkilata ulaştırıldığı oradan da Türkiye'de medyaya servis yapıldığı haberleri tartışılmaya başlandı...

Bunlar niçin yapılmış sorusun cevabı ise, "TSK'nın yıpratılması" şeklinde veriliyor..

Ve işin içine Fethullah Gülen'in adı da karıştırılarak olay çok bilinmiyenli denklem haline getiriliyor.

Yıllardan beri Amerika'da bulunan Gülen'in Genelkurmay'dan üzerinde çok gizli damgası bulunan bir bilgi notunun çalınmasının arkasında bulunduğu iddiasının ciddiye alınması mümkün olabilir mi? Olayı şahsen hedef saptırmak olarak nitlendiriyor, bu arada bir cemaatin kamuoyu önünde vurulması, yıpratılması olarak değerlendiriyorum.

Medya ile ilgili bir değerlendirme notunun bulunması ve buna göre bazı gazete ve gazetecilerin sakıncalı olarak nitelendirmesinin tartışılması ve böyle bir değerlendirmenin doğru ya da yanlışlığının üzerinde durulması gerekirken bugün geldiğimiz nokta notun kim ya da kimler tarafından çalınmış olabileceğini, Amerika'ya nereden gittiğini, Amerika'ya gittiğine göre yıllardan beri bu ülkede bulanan bir şahsı bu yolla nasıl vurabileceğimizi tartışmaya başladık. Kısacası, yargısız infaz devam ediyor. Bu arada böyle bir belge nasıl oluyor da çalınabiliyor sorusunu cevaplandırmayı hiç düşünmedik.

Bu noktada Emekli Albay Durmuş Türemen'in Zaman Gazetesi'nde yayınlanan yazısından kısa bir bölüm aktarmak istiyorum. Türemen şöyle diyor:

"Kesin olan bir şey var, o da andıçın varlığını merkeze almaktan hızla uzaklaştırılıyor olmamızdır. Türk demokrasisi için elzem olan, andıç mevzuunu dört başı mamur bir şekilde masaya yatırmak gerekir."

Aksi halde var olan bir belgenin nasıl çalındığı, kimlerin çaldığı ve Amerika'ya nasıl gittiği -Amerika'ya gidip gitmediğini de bilmiyoruz öyle söyleniyor- olayın arkasında bir Türk mü var ya da bir ABD örgütü mü bulunuyor tartışmalarına saplanıp kaldığımızda kesinlikle bu işten sonuç almak mümkün olmayacaktır. Bunlar önemli olmakla birlikte işin adli boyutunu oluşturuyor ki bu da kamuoyunun işi değil.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.