“O okullar Belçika’ya ait okullar kimse kapatamaz, bu ülkede yasalar var”
25 Mayıs seçimleri hızla yaklaşırken, 30 bin Türk’ün yaşadığı Schaerbeek’te Belediye Başkanı olan Bernard Clerfayt farklı konularda birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Türk mahallesinin babası olarak Türk asıllı vatandaşların gönlünde yer eden Clerfayt, Türkleri kültürüne ve ananelerine çok bağlı bir millet olarak tanımlıyor.
Belediyenin yaşadığı emniyet ve temizlik gibi köklü sorunların eski belediye Başkanı Roger Nols’un ayrımcı politikalarının bir eseri olduğunu aktaran Clerfayt, Türk müteşebbisler tarafından Belçika’da açılan okullar ve Hizmet Hareketi’ne gönül vermiş kişiler hakkında kullanılan nefret dilini anlamakta zorluk çektiğini söyleyen Clerfayt, “Bugüne kadar bu harekete gönül vermiş kişilerin bu söylemleri hak edecek hal ve harekette bulunduğunu ne gördüm, ne de işittim. Bize sergilenen tavırda Belçika’ya bir şeyler kazandırmak hariç başka bir amaç göremiyoruz.” dedi.
2001 yılından beri Schaerbeek Belediye Başkanlığı yapıyorsunuz, belediyeniz en kalabalık Türk nüfusunu barındıran belediyelerden biri. Bunun olumlu ve olumsuz yanları neler?
Türkler kültürüne ve ananelerine çok bağlı bir millet. Tarihten gelen Türk olmanın gururu var sizde. Bunun Türkiye’de veya Belçika’da yaşayan Türklerde çok bariz olduğunu düşünüyorum. Bu özelliğin Türk halkını yatırımcı ve ufku geniş bir millet yaptığı kanaatindeyim. Aynı özelliğin negatif bir yönü de var. Geçmişe bağlı yaşıyor olmanın birinci ve ikinci neslin Belçika’nın resmi dillerini öğrenmelerine kısmen mani oluyor. Burada yaşan Türkler her şeyi Türkçe yapıyorlar. Bazıları hiç Fransızca bilmeden ticaret bile yapıyor. 20 yıl boyunca Belçika’da yaşayıp Fransızca bir kelime öğrenme ihtiyacı duymayan bir sürü Türk var birinci ve ikinci nesilden.
Seçimler için belediye olarak balkonların üzerine asılan seçim afişlerinin görüntü kirliliği oluşturması sebebi ile yasaklamak istediniz. Danıştay bu yasağı iptal etti. Bu konuda fikriniz değişti mi?
Belediyemizde temizliğe gösterdiğimiz hassasiyetten doğan bu kararımızın muhalefet tarafından seçim malzemesi edilmesi üzücü ve basit bir durum. Seçim dönemleri içinde Almanya, Hollanda’ya baktığınızda bu ülkelerde çok afiş göremezsiniz. Partiler el ilanı dağıtır ve seçimler çok etik bir ortamda gerçekleşir. Burada Brüksel’de ticaret yapan Türk asıllı vatandaşların vitrinlerini gelen her adaya açmasını anlamsız buluyorum. Belçikalı tüccarlar kimse darılmasın diye destekledikleri adayın dahi afişini asmazlarken, Türkler kimseyi kırmama adına vitrinlerini boydan boya aday fotoğrafları ile donatmaya razı geliyor.
Belediyenizde geçmişten gelen bir negatif imaj var, bununla birlikte siz başkanlığa geldikten sonra suç oranında gerileme yaşandı. Bunda neler etkili oldu?
Eski Schaerbeek Belediye Başkanı Roger Nols’un yürüttüğü ayrımcı politikaların bir sonucu olarak Schaerbeek bu duruma düştü. Nols’un politikaları “suç yabancıların” mantığı üzerine kuruluydu, bizim oluşturduğumuz farklılık güvenlik ve temizlikten taviz vermemek üzerineydi. Belediye’nin temizliği ve güvenliği için ayrılan fonlardan hiç tasarruf etmedim. Bunu gören belediye sakinleri de 2001 yılından beri bana olan güvenini seçimlerde hep yeniledi ve belediyelerine beni tekrar Başkan olarak seçtiler.
Belçika’da eğitim şansı bulan Türk asıllı gençlerin tekrar Türkiye’ye göç etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu olayda negatif bir şey görmüyorum. Aksine bu kişiler Belçika ile Türkiye arasında köprü görevi göreceğini düşünüyorum. Belçika’yı bilen, Belçika’ya yakınlık duyan insanların dünyanın her yerine dağılması sadece pozitif olabilir. Şu anki tersine göç boyutunun da Belçika için tehlike arz edecek boyutta olmadığını düşünüyorum açıkçası.
N-VA seçim sonucunda elde edeceği milletvekili sayısıyla Belçika Federal Hükümeti’ni bloke edebilir mi, böyle bir ihtimali nasıl yorumlarsınız?
Belçika’yı tehdit eden en büyük tehlike Yeni Flaman İttifakı Partisi (N-VA)’nin alan kazanmasıdır. 25 Mayıs’ta çıkacak sonuçların ardından Belçika Hükümeti’nin N-VA tarafından bloke edilmesinden endişe duyuyorum. Güçlü bir N-VA partisinin sosyal sigorta başta olmak üzere çocuk paralarının ve işsizlik ödeneklerinin sonu olacaktır.
6. devlet reformunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
6. reform paketinde; vergi, emeklilik ve eğitim alanında çok bariz açıklar var. Son reform paketi ile federal bünyeden bölgelere mesuliyetlerin aktarılması doğru bir adımdı. Fakat Di Rupo hükümeti aktarılacak alanların doğası hakkında hatalar yaptı.
FDF ilk defa Valon seçmenlerin karşısına bu seçimle çıkacak, partinizin oy oranı nasıl olur?
Bu seçimlerin partimiz FDF için ayrı bir önem taşıyor. Seçimde FDF ilk defa kendi markası ile Valon seçmenlerin karşısına çıkacak. Yüzde 1 oy alırsak bu kötü bir sonuç olur, fakat oylarımız yüzde 5’e ulaşır hatta aşar ise bunu da bir başarı olarak kabul edeceğiz.
“Asıl sorun Kraliyet sistemi”
Türkiye’ye daha önce 5 kere gittiğini paylaşan Clerfayt, Belçika’nın Aktif Dernekler Federasyonu (Fedactio)’ndan bir ekip ile gerçekleştirdiği 3 günlük İstanbul gezisinden bir anekdot paylaştı. Ziyaret ettikleri bir üniversitede karşılaştığı bir siyaset bilimcisi ile olan konuşmasını aktaran Clerfayt, 540 günlük hükümetsizlik döneminin ardında öğrencileri ile bir araştırma yapan Türk profesörün araştırma sonuçlarından etkilenmiş ve denilenlere katılır bir eda ile “ O profesöre göre asıl sorun Kraliyet sistemiydi. Cumhuriyet sisteminin ise, sorunun çözümü adına bir alternatif olduğunu söylemişti” dedi.
Clerfayt “Gülen’e gönül vermiş insanların nefret söylemlerini hak edecek hiçbir hareketini görmedim”
Haren ve Anderlecht bölgesine taşınmadan önce Schaerbeek Belediyesi’nde faaliyet gösteren, biri Fransızca (Ecoles des Etoiles) diğeri Flamanca (Lucerna) eğitim veren, Türk müteşebbisler tarafından açılan okullar hakkında düşüncelerini paylaşan Clerfayt “Onlar Türk Okulu değil ki. Onlar Belçika eğitim sistemine ait okullar. Devletin, öğretmenlerinin ve eğitimcilerin maaşlarını ödediği, ülkemizin müfettişlerinin gözetimi altında faaliyet gösteren eğitim kurumları. Onlar kapatmak dış bir ülkenin Başbakanının işi değil o bizim iç meselemiz. Kaldı ki o okullar kaliteli bir eğitim sunuyor. Bunların Türk asıllı vatandaşların cömertliği ile açılmış olmaları onları Türk Okulu yapmaz. O okullar bizim çocuklarımızı eğitiyor ve bu işi güzel bir şekilde yapıyor.” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın TC Büyükelçilerine verdiği “Gidin ülkelerinizde bunların kim olduğunu açıklayın” çağrısına karşın Clerfayt, “Erdoğan’ın her ne sebepten böyle talihsiz bir açıklamada bulunduğunu bilmiyorum ama o sözlerin Belçika’da kıymet bulacağını düşünmesi hayret verici.” dedi.
“Bütün bunlar Belçika’ya hizmettir, takdir ediyoruz”
Erdoğan’ın Gülen hareketine yönelik nefret söylemlerine karşı şaşkınlık yaşadığını dile getiren Clerfayt, Belçika Aktif Dernekler Federasyonu (Fedactio) gibi Fethullah Gülen’den esinlenerek çalışmalar yapan derneklerin Belçika’ya hizmet ettiklerini söyledi. Clerfayt, “Fethullah Gülen’den esinlenen kişilerin oldukları ülkelerde okul açıp eğitime katkı sağlamalarının veya kadın dernekleri kurup kadın haklarını korumaları hatta bizim belediye olarak yetişemediğimiz alanlara herhangi bir maddi destek almadan yetişmeleri, örneğin gençlere yönelik düzenlenen aktivitelerden bahsediyorum, negatif olamaz ki. Bütün bunlar Belçika’ya hizmettir, takdir ediyoruz.” dedi.
Sözlerine “Bugüne kadar Gülen hareketine gönül vermiş kişilerin bu söylemleri hak edecek hal ve harekette bulunduğunu ne gördüm, nede işittim. Bize sergilenen tavırda Belçika’ya bir şeyler kazandırmak hariç başka bir amaç göremiyoruz” diyerek devam eden Clerfayt “Bu minvalde tekrar ediyorum bize ait bir okulun kapanması söz konusu bile olamaz.” dedi.
Sözlerini 17 Aralık yolsuzluk olaylarına kısaca değinip Belçika’dan örnekler vererek sonlandıran Clerfayt, “Hatırlayın, Belçika’da sırf Başbakan’ın kabinesi bir baskı mektubu yazdı diye Yüksek Adalet Kurulu 6 gün içerisinde, Leterme Hükümeti’nin baskı uyguladığına kanaat getirerek Meclis önünde istifa etmesine yol açmıştı.” dedi. (Selim Eryaman, Brüksel)
- tarihinde hazırlandı.