Afgan Yüzlerinde Çiçekler Açar

Dezmazang tepesindeki yoksul ailelerin yaşadığı evlere ulaşabilmek için var gücümüzle merdivenleri tırmanıyoruz. Amacımız Afgan evlerinin yoksul bayramına şahitlik etmek. Güneşin batmasına az bir zaman kalmış. Rehberimize "Milad, biraz daha kestirme bir yol yok muydu?" diye söyleniyoruz.

Milad, Afgan Türk lisesi 11. sınıfta okuyan Türkçeyi neredeyse bizden daha iyi konuşan bir Afganlı. "Abi en kestirme yol burası." diyor. Nihayet tepedeki evlere ulaşıyoruz. Dar sokaklarıyla hemen aklımıza Mardin geliyor. Güneş, Milad'ın diliyle Noor batmak üzere.

Hemen fotoğraf çekmeye koyuluyoruz. Üzerimizden ISAF a bağlı birliklerin helikopterleri geçiyor. Özellikle Taliban'ın kuvvetli olduğu Kandahar bölgesindeki dağlık alanlara doğru uçuyorlar. Tam da bu sırada beklediğimiz kare oluşuyor ve iç rahatlığı ile bir yanı uçurum olan kanalizasyonun dışarıdan aktığı dar sokaklardan aşağıya doğru iniyoruz. Karşımızda bayramlıklarını giymiş, rengarenk elbiseler içinde koşturan çocuklar... Yüzlerinde ise bayram gülücükleri. "İnşallah yüzünüzden gülücükler hiç gitmez ve Afgan milleti bir ömür boyu birlik ve beraberlikle yaşar." diyoruz.

Milad ile konuşarak dar sokaklardan ilerlerken kurban bayramını kutladığımız yaşlı amcalar Türkiye'den geldiğimizi duyunca çok memnun oluyorlar. İçlerinden birisi evine buyur ediyor. Evler, genelde ailenin kullandığı bir oda ve bir de misafirin ağırlandığı yer minderleri ile döşenmiş odadan oluşuyor. Eski bir polis memuru olan Mirvaiz 34 yaşında ama 23 yaşındayken görevini bırakmak zorunda kalmış. "Devlet kademesindeki bir politikacıyı korumak için görevlendirilmiştik. O zaman Afganistan şimdiye göre daha sıkıntılı günler yaşıyordu. Yol güzergahanıda bir bomba patladı ve çeşitli yerlerimden yaralandım ama en önemlisi tek gözümü kaybettim. Görevi bırakmak zorunda kaldım. Şu anda 6 çocuğum var bir iş bulabilmek için ingilizce öğrenmeye çalışıyorum. Burada gönüllü olarak çalışan yardım kuruluşlarında iş bulmaya çalışacağım çünkü Afganistan'ın en büyük sorunlarından birisi insanların evine ekmek götürecek para kazanamamaları." diyor.

Geleneksel bayram sofralarına buyur ediyorlar bizi. Çayı yudumlarken boğazımızdan zor geçtiğini hissediyorum. Bu kadar yokluğun içinde sadece Türkiye'den geldiğimiz için bize evinin kapısını açıyor ve en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyor Mirvaiz. Çaylarımızı yudumlarken türkiye'den buraya kurban bayramlarını geçirmek için gelen işadamlarından bahsediyorum. 'Onlar sırlı dünyaların insanları' diyor. Neden sırlı dünyalar diye soruyoruz. En çok izledikleri programın Türkiye'de Samanyolu Tv'de yayınlanan Sırlar Dünyası programı olduğunu söylüyor. Sırlar dünyası Afganistan'da özel bir televizyon aracılığı ile Farsça'ya çevrilerek yayınlanıyor. çoğu evde Sırlar Dünyası saatinde başka program izlenmiyor. Çaylarımızı bitirdikten sonra izin isteyip kalkıyoruz tam bu sırada Mirvaiz Milad'a tercüme etmesi için birşeyler söylüyor. "Hilafetin merkezi Türkiye'ye benden selam söyleyin." diye tercüme edince tüylerim diken diken oluyor. "Afgan kardeşim selamın başımın tacı!" dieyip sarılıyorum. Bir önceki gün Türkiye'den gelen bir işadamının "Gelecek seneki kurban bayramında küçük kızımı da bu topraklara getireceğim. Ben öldükten sonra bu toprakları ziyaret etsin Afgan kardeşlerini yanlız bırakmasın, ben ona Afganistan'ı miras bırakacağım." sözünün manasını daha da iyi kavrıyorum. (Kürşat Bayhan, Kabil)

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.