Umûmî Belâlar ve Şeytan

"Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğip yola gelsinler diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık. Bari onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Ancak, kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını cazip gösterdi. Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, (indirmiş olduğumuz sıkıntı ve musibetleri kaldırıp) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık, birdenbire onlar bütün ümitlerini yitirdiler." (En'âm, 6/42-44)

Ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk tarafından kendilerine peygamber gönderildiğinde ona inanıp tabi olmadıkları gibi kendilerine ihtar mahiyetinde gelen değişik hadiseleri de itibara almayan ümmetlerin ibretâmiz hallerine dikkat çekilmekte ve adeta şöyle buyurulmaktadır: Başlarına gelen musibet ve belalar, onları hak yola getirmek, ellerini Yüceler Yücesi'ne kaldırıp yalvaracaklarına, kalpleri iyiden iyiye katılaşmış ve gidip şeytanın çizgisine girmişler; şeytan da yaptıklarını allayıp pullamış, onlara süslü göstermiştir ve böylece bu toplum helâk olup gitmiştir.

İkinci imtihan da, onlara dünya nimetleri bol bol verilmekle başlamıştır. Onlar da bu bolluk karşısında rahata, rehavete gömülmüş ve derken İlâhî gadabı haketmişlerdir. Bir milletin içinde günah işleniyor ve hâlâ nimetler bol bol geliyorsa, bilinmelidir ki bu bir istidraçtır ve umumî bir yok oluşun arefesidir.

Bu hakikatler, başka bir ayet-i kerimede de şu şekilde ifade edilir:

"Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) göndermişizdir. Ancak, şeytan onlara işlerini süslü gösterdi de (iman etmediler). İşte o, bugün onların velisidir. Ve onlar için elem verici bir azap vardır." (Nahl, 16/63)

Evet, sapık milletlerin dostu, şeytandır. Peygamberlere baş kaldıran geçmiş ümmetlerde durum böyle olduğu gibi, mukaddesâtın hakaret görüp, rezaletin alkışlandığı günümüzde de bazı kimselerin sadece ve sadece tek dostu(!) vardır: O da şeytandır.

"Âd ve Semûd'u da (helâk ettik). Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı. Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar." (Ankebût, 29/38) Bugüne kadar bütün helâk olmuş ferd ve milletlerin, sırasıyla ve hangi belalara maruz bırakılarak helâk edildiklerinin anlatıldığı bu sure, bilhassa yukarıda zikrettiğimiz ayetin siyak ve sibakında birleşen tek nokta şudur ki bir millet, yaptıkları cürüm ve günahtan müteessir olmayıp, aksine memnun ve mesrur oluyorsa, şeytan da onların bu zaaflarından istifade ile yaptıklarını süslü ve güzel gösterir ki bu da o milletin helâketi demektir.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.