Şeytanın Feryadı

Müminin inandıklarını yaşaması, şeytanı şirazeden çıkarır ve feryada boğar. Allah'ı hoşnut edecek her tavır ve davranış şeytana ölüm sancıları çektirir. İlahî gadabı celbeden bütün sebepler, nasıl şeytanı sonsuz sürur ve sevince garkediyorsa, lâhut alemini memnun eden sebepler de onu ızdırabın uçsuz-bucaksız gayyâlarına iter ve kıvrandırır.

Kulun, Allah'a en yakın olduğu yer secdedir.(1) Secde mümini miraca erdirecek ölçüde bir kurbet vesiledir.. ve kulun her secde edişi, şeytanı bin feryada boğar. Eğer cin ve insanlar bu sesi duysalardı, belki kulaklarının zarı patlar, belki de sesin şiddetinden bayılıp yere düşerlerdi. Şeytan, "Secde ile emrolundum, etmedim ve kovuldum. O ise etti, kurtuldu!" der ve çığlık dövünür.

Kullar içinde Allah'a en yakın olan İnsanlığın İftihar Tablosu'nun (sav) doğumu da şeytanı feryada boğmuştu. Zira o gün, Allah'ın en sevgilisi Habibullah doğmuştu... İhtimal ki o gece putları yüzüstü yere yıkan şeytanın feryadı idi. Ve ihtimal ki Sava gölü, bu feryatla batmış ve bin yıldan beri yanan ateş bu feryatla sönmüş.. ve yine Kisra'nın sarayı da bu feryatla yıkılmıştı. (2)

Şeytanı yanayakıla feryat ettiren günlerden biri de hiç şüphesiz, Akabe'de altı-yedi Müslüman'ın Allah Rasulü'ne biat için el uzattığı gündü. Allah Rasulü ki senelerce kapı kapı, çadır çadır, panayır panayır dolaşmış ve hep derdine ortak olacak âşina gönül aramıştı. Evet O, hep bunun için uğraşmıştı. Ne var ki gittiği yerlerden hiç birinde sinesi ışığa açık, hüşyar bir gönül bulamamıştı. Taif'te taşlanmış, diğer yerlerde de kapılar yüzüne kapanmıştı. Ancak O'nun, Allah'ın, nurunu mutlaka tamamlayacağına inancı tamdı ve O kendine düşen vazifeyi yapıyordu. Bu vazife, ısrarla, yılmadan, usanmadan insanları Hakk'a davet etmekti ve Allah Rasulü de işte bunu yapıyordu.

Yine panayır günlerinden biriydi... Medine'den gelen bir grup talihli, onunla görüşme talebinde bulunmuştu. Allah Rasulü'nün (sav) gül yüzünde güneş doğmuş gibiydi. Gelen teklife o denli sevinmişti ki, O'nu sevindiren bu hadise ihtimal gök ehlini de sevindirmişti. Belli ki bu umumi sevinç, İlahi hoşnutluğun da bir tecellisiydi. Tabii o esnada ruhunun karanlığı yüzüne akseden biri de vardı. Hıçkırıklar boğazında düğümlenen bu menhus varlık, hiç şüphesiz şeytandı.

Heyet ile Allah Rasulü'nün buluşmasında Hz. Abbas (ra) da vardı. O bir realite adamıydı. Biatın akıl ve mantık çerçevesinde yapılması için uyarılarda bulunuyordu. Bu altı-yedi kişiye, topyekün insanlık ile yaka-paça olmaya adım atmakta olduklarını hatırlatıyor ve Allah Rasulü'ne biatın, o gün için çetin yanları üzerinde duruyordu. Yaşlılar, bu ağırlardan ağır yükü kaldırıp-kaldıramıyacakları konusunda tereddütte idiler. Onlar tereddüte düşünce şeytanın bakışları canlandı. İçinden bir "acaba" geçirdi. Kendi kendine, "Belki biat etmeden döner giderler" dedi. Ama içlerinden en genci, Ebu'l-Heysem et-Teyyihâni hemen ileri atıldı. Herşeyi kabullenerek Allah Rasulü'ne el uzattı. Ardından diğerleri de aynı şeyi yaptılar ve bu büyük biat tamamlandı..

Bu esnada ortalığı çınlatan bir feryat koptu. O sesi duyan, Akabe sallanıyor sanırdı... Öyle feryat ki bağırdan koptuğu belliydi. Birisi, bütün ümitlerini yitirmişe benziyordu. Evet, öyle birisi vardı ve işte o Şeytandı... (3)

Şeytan, alnı secdeli gençleri gördükçe.. çarşı-pazarın eracifine bulaşmadan ticaret yapan tüccarı müşahede ettikçe.. ilim adamlarının, kafa ve kalp bütünlüğüne erme yarışına girdiklerine şahit oldukça.. üniversite mahfillerinde ihtidaların arttığına, ilmin tekrar din ile uzlaştığını temaşa ettikçe.. yeniden diriliş bestesinin nağmeleştiğini duydukça ve yeni bir bezmin ılık nefesini ense kökünde hissettikçe ihtimal bugün de feryat etmektedir..

Bütün dünyada neşrolan ve şeytana nâşirlik yapan bazı gazete, dergi kitap ve bültenlerde yazılanlara bakıp, televizyon, radyo, konferans ve seminerlerde konuşulanlara kulak verdiğimizde, şeytanın aynı şekilde feryat ettiği duyulacaktır. Şeytan, bugün de İslam'dan, Müslüman'dan ve İslam adına başlayan oluşumdan korkmakta ve endişe duymaktadır. Bu korku ve endişeden dolayı da, canı boğazında ve çaresiz avaz avaz her dem feryat etmektedir.. kıyamete kadar da feryat edecektir. 


[1] Müslim, Salat 215; Nesei, Tatbik 78
[2] Beyhaki, Delailü'n-Nübüvve, 1/19,126,127
[3] İbn-i Sa'd, et-Tabakât, 1/222,223
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.