Vird (Zikir)'e Farklı Bir Bakış
İmam Gazâli Hazretleri, İhya'sında herkesin kendine göre virdinin olduğunu ve hâllere göre evrâdın değiştiğini ifade etmektedir. Meselâ ilim adamının kitap mütalaa etmesinin, onu anlatmasının ve yazmasının, bir tüccarın da devamlı ticaret ile meşgul olup kazancının fazlasını tasadduk etmesinin daha makbul olduğunu belirtir. [1]
Aslında İmam Gazâli Hazretleri'nin söylediği bu hususu Üstad Hazretleri de fiilî dua sadedinde ele alarak değerlendirmektedir. Nitekim fiilî duayı yapmak, kavlî duayı terk etmeyi gerektirmez. Bu değerlendirmeler, me'sûr olarak bize intikal eden, Efendimize (sav) ait duaların ihmal edilmesi şeklinde de anlaşılmamalıdır.
Ayrıca, umûm evliyâ, asfiyâ ve mukarrabînin katıldığı -Erzurumlular'ın tabiriyle- dua örfânesine az dahi olsa iştirak etme durumu da mevzu bahistir. Belki subjektif denilebilecek bu tespiti delillerle ortaya koymam mümkün olmayabilir; ama vicdanın sezişiyle ben o bereketi hissediyorum. Dua örfânesine katılındığı ve iştirâk-i a'mâl-i uhreviye esasına göre amel edildiği takdirde, eksiksiz olarak bütün sevap aynen herkesin defterine kaydolur. Aynı şey Kur'an, Cevşen, Evrâd-ı Kudsiye veya diğer me'sûr dualar için de geçerlidir. Böylece o örfâneye, herkesin elinde olan miktarla iştirâk etmesi, orada zengin bir mâide-i semâviye meydana getirir.
[1] Gazâli, İhyâ, 1/1008-1010
- tarihinde hazırlandı.