Nisâ, 4/29
يَا أَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لاَ تَأْكُلُوا أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ إِلاَّ أَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلاَ تَقْتُلُوا أَنْفُسَكُمْ إِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَح۪يماً
"Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hâli müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp-vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı Rahîm'dir." (Nisâ sûresi, 4/29)
Kur'ân, "Mallarınızı aranızda bâtıl yollarla yemeyin." derken şümullü bir tabir kullanmakta. Bununla hem umumî malların hem de akraba ve yakınımız olan kişilere ait emtianın rızaya dayanmadan kullanılmasının haram olduğuna dikkati çeker ki; buna çalıp-çırpma girdiği ve gireceği gibi, gasp, tefecilik, kumar, israf ve sefahat uğruna harcamalar ve daha değişik spekülasyonlarla mal ve imkân elde etmeler de girer. Herkesin birbirinden hoşnut olduğu bir yolla mal mübadelesinde elde edilen kazanç, gönül rızasıyla yapılan ticaret -ki burada en önemli kazanç yolu olması itibarıyla bilhassa o zikrediliyor- kazanmaya, yaşamaya yeter; haram ve şüpheli yollara girmeye, ne zaruret ne de ihtiyaç vardır.
Bu âyet-i kerimede ifade edilen "Kendinizi öldürmeyin." kaydını üç şekilde anlamak mümkündür:
1) Faiz, kumar, rüşvet vs. haramın hangi çeşidi olursa olsun, bunları irtikâp etmekle insan kendisini mânen öldürmüş sayılır.
2) İnsanlar arasında bâtıl, haram ve haksız yollarla mal kazanma ve yeme mânâlarına gelen her türlü davranış veya kapitalizm, aşırı liberalizm hatta pragmatizm ve makyavelizme girerseniz, komünizm gibi tepki sistemlerinin doğmasına sebebiyet verir ve katillere, teşridlere yol açarsınız.. evet, daha başta böyle sistemlerin içine girerseniz, neticede birbirinizle boğuşur, ölür ve öldürürsünüz. Öyle ise İslâm'ı bırakıp da değişik yanlışlıkların arkasında birbirinizi öldürmeyin! Evet, bugün bu sistemlerin uygulandığı dünyanın hâli, âyet-i kerimenin en büyük tasdik edicisi olarak gözlerimizin önündedir.
3) İnsanın intihar ederek kendi kendini öldürmesi ki, âyetin siyakı zâhiren buna pek muvafık düşmemektedir. Ancak böyle bir yaklaşımın bile kendine göre bir kısım muvafık yanlarının var olduğu söylenebilir. Şöyle ki, toplumun değişik kesimleri arasında dengeyi bozmanın bir iç bunalıma ve vuruşmaya müncer olması; bazı cahillerin zühd telakkisine göre, meşru yolları işletip mal kazanma yerine, fakr u zaruret içinde kalıp topyekün bir milletin ölümüne sebebiyet verilmesi; meşru olmayan yollarla başkalarının malına el uzatmak suretiyle öldürülmeye istihkak kesbetmesi veya başkalarını böyle bir şeye tahrik etmesi, muvafakat noktalarından bazılarıdır.
Allah (celle celâluhu) bu emriyle size, yolun en selâmetlisini göstermek suretiyle engin rahmetinin bir tecellîsini daha ortaya koyuyor ki, O Rahîm'den beklenen de budur.
- tarihinde hazırlandı.