Avam-havas
Soru: “Avam” denince akla kimler gelir?
Avam, dinî hayatta talimi, terbiyesi, görgüsü az olan ve derecesine göre, nisbî olarak İslâmî ilimlerde bilgisi olmayan insan demektir. Başka bir ifadeyle, eline kitap alamayan, ahkâma vâkıf olamayan, taklit içinde hareket eden ve hayatını tanzim mevzuunda dinin ruhuna nüfuz edemeyen kimseye de avam denir. Bunun karşısında bir de havas vardır ki, onlar da dinî hayatın tanziminde kitaba/kitaplara müracaat eden, kurallı yaşayan, dinî kanunlar ve kıstaslara vâkıf olan, bu kıstaslarla kendi hayatlarını tenvir eden ve başkalarının hayatlarına da ışık tutan kimse demektir.
Diğer bir zaviyeden havas, derecesine göre, müçtehitler, fakihler, mücedditler ve ilmiyle amel eden kimselere denilirken, avam da daha ziyade dininde, diyanetinde doğrudan doğruya hükümlere vâkıf olmayan/olamayan ve başkalarını taklit eden insanlara denilir.
Fıkıh usûlünde tarif edildiği gibi bazı kimseler hükümlere kendi başlarına ulaşamayabilir, kendisi ulaşamayınca da bu konuda o, ilim sahibi müçtehit fakihleri taklit eder. Onlar ne yapar, kitaplara ne yazarlarsa o da onu yapar. Esasen bunda biraz da zaruret vardır.
Ayrıca, herkes bir ilmin müçtehidiyken başka bir ilmin mukallidi olabilir. Bu, fen ilimlerinde de böyledir. Mesela, atom fiziği üzerinde ihtisas yapan bir insan bu mevzuda yeni şeyler geliştirebilir. Bugün atom fiziğiyle alâkalı çalışma yapanlar, konunun öncülerini takip ve taklit ediyorlar. Atomun ilk kâşifi denilen Demokrit’ten günümüze, öncekileri taklitle başlayıp yeni teoriler ortaya koyan yüzlerce bilim adamı vardır ki, bunlar da bir mânâda mukallit sayılırlar. Bugün liseler ve üniversitelerde pek çok mukallit hocalarımız vardır. Yine, yazdığı kitap Avrupa’da sekiz asır boyunca tıp derslerinde okutulan İbn Sina’nın ortaya koyduğu kanunlar vardır. Fakat bu kanunların çoğu günümüzde demode olmuş ve rafa kaldırılmıştır, ama kendinden sonra gelen tıpçılar için o bir müçtehittir ve hep taklit edile gelmiştir. Bu bilgisiyle İbn Sina bu devirde olsaydı, başkalarının mukallidi olacaktı. Bunun gibi, fıkha ve kelâma ait meselelerde bir kısım kimseler müçtehit, bunlardan bir kısmı da o müçtehitlerin mukallidi demektir. İşte bu tür meselelerde avam mukallit, havas da o meseleyi bizzat kaynağından çıkaran insan demektir.
- tarihinde hazırlandı.